Durkheim'in Din Sosyolojisi Dini Düşüncenin İdeolojiye Evrimi

Stok Kodu:
9786052096406
Boyut:
16x23
Sayfa Sayısı:
188
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-01
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%30 indirimli
160,00TL
112,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 13,69TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786052096406
821648
Durkheim'in Din Sosyolojisi
Durkheim'in Din Sosyolojisi Dini Düşüncenin İdeolojiye Evrimi
112.00

Durkheim, sosyolojinin bir bilim dalı olarak kabul edilmesinde önemli rol oynayan düşünürlerden biridir. Onun felsefi yaklaşımı kolektif olanı bulgulamayı öncelediği için, fikirlerini ilkel toplulukların kurumlarında sınamadan kanıtlaması mümkünmüş gibi görünmez. O da bunu yapar.

Dinlerin bir geçmişi vardır ve bu geçmiş her ne kadar görece bir uzunluğa sahip olsa da, insanoğlunun tarihiyle kıyaslandığında çok eski sayılmaz. Ondan öncesi de var­dır. İnsanoğlu felsefe yapabilecek kadar gelişmiş bir beyne sahip olduğu andan itibaren çözümleyemediği, üstesinden gelemediği, deyim yerindeyse, takılıp kaldığı birtakım zihni meselelerle meşgul olduğu anlaşılmaktadır. Bu açıdan bakılınca aslında hikâyenin en başına, insanoğlunun en ilkel aşamadaki topluluklarına göz atmak icap etmektedir. İşte Durkheim'ın da yaptığı budur.

Durkheim'ın antropolojik verileri doğru şekilde yorumladığına ilişkin kanaatim olumsuzdur. Bence o, sor­guladığı şeyin kökenine ilişkin doğru bir sonuca varamadı, ama çok önemli bir kıyaslamayı da yapmış oldu. Bu çalış­mada benzer bir yöntemi izleyerek Durkheim'ın yanıldığı noktaları düzeltmeyi umuyorum.

Durkheim, sosyolojinin bir bilim dalı olarak kabul edilmesinde önemli rol oynayan düşünürlerden biridir. Onun felsefi yaklaşımı kolektif olanı bulgulamayı öncelediği için, fikirlerini ilkel toplulukların kurumlarında sınamadan kanıtlaması mümkünmüş gibi görünmez. O da bunu yapar.

Dinlerin bir geçmişi vardır ve bu geçmiş her ne kadar görece bir uzunluğa sahip olsa da, insanoğlunun tarihiyle kıyaslandığında çok eski sayılmaz. Ondan öncesi de var­dır. İnsanoğlu felsefe yapabilecek kadar gelişmiş bir beyne sahip olduğu andan itibaren çözümleyemediği, üstesinden gelemediği, deyim yerindeyse, takılıp kaldığı birtakım zihni meselelerle meşgul olduğu anlaşılmaktadır. Bu açıdan bakılınca aslında hikâyenin en başına, insanoğlunun en ilkel aşamadaki topluluklarına göz atmak icap etmektedir. İşte Durkheim'ın da yaptığı budur.

Durkheim'ın antropolojik verileri doğru şekilde yorumladığına ilişkin kanaatim olumsuzdur. Bence o, sor­guladığı şeyin kökenine ilişkin doğru bir sonuca varamadı, ama çok önemli bir kıyaslamayı da yapmış oldu. Bu çalış­mada benzer bir yöntemi izleyerek Durkheim'ın yanıldığı noktaları düzeltmeyi umuyorum.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat