Elinizdeki kitap, Alman Filozof Hans Blumenberg’in felsefeden, tarihe ve edebiyata insanlık tarihinin kültürel verimlerini metaforların merceğinden okumaya niyetlendiği büyük ve uzun soluklu “metaforoloji” projesinin bir parçası. Blumenberg, bu projesinin bazı parçalarını ölümünden önce tamamlayıp yayımlayabildiyse de öldükten sonra terekesinde henüz bitirilip yayımlanmamış fakat sonra bir yazı olmak üzere “rüya”dan “mahkeme”ye, “orman”dan “ada”ya çeşitli başlıklar altında kataloglanmış sayısız not bulundu. İşte Kaynaklar, Nehirler ve Buz Dağları da Blumenberg’in terekesinden çıkmış, büyük oranda tamamlanmış metinlerin, henüz metne girmemiş notlarla bir araya getirilmesiyle ortaya çıkarılmış bir kitap.
Kitap suyla ilişkili üç metafora; kaynak, nehir ve buz dağı metaforlarına odaklanıyor. Örneğin kaynaklara atfedilen saflığı, sürekli akış halinde tasavvur edilen bilinci veya sadece küçük bir yüzünü bize gösteren buz dağlarını ele alıyor ve bu metaforların nasıl olup da dünyayı kavrama çabasında anlaşılmaz olanı anlaşılabilir kılmak için yardıma çağrıldığını, dahası bu metaforların bir yandan tarihsel bir süreklilik içinde kullanılırken bir yandan da dünya resminin dönüşümüyle onlara atfedilen anlamların da nasıl dönüştüğünü bize gösteriyor.
Bu kitap; felsefeden antropolojiye, tarihten edebiyata metaforların kullanımına ilgi duyanlar için önemli bir kaynak.
Elinizdeki kitap, Alman Filozof Hans Blumenberg’in felsefeden, tarihe ve edebiyata insanlık tarihinin kültürel verimlerini metaforların merceğinden okumaya niyetlendiği büyük ve uzun soluklu “metaforoloji” projesinin bir parçası. Blumenberg, bu projesinin bazı parçalarını ölümünden önce tamamlayıp yayımlayabildiyse de öldükten sonra terekesinde henüz bitirilip yayımlanmamış fakat sonra bir yazı olmak üzere “rüya”dan “mahkeme”ye, “orman”dan “ada”ya çeşitli başlıklar altında kataloglanmış sayısız not bulundu. İşte Kaynaklar, Nehirler ve Buz Dağları da Blumenberg’in terekesinden çıkmış, büyük oranda tamamlanmış metinlerin, henüz metne girmemiş notlarla bir araya getirilmesiyle ortaya çıkarılmış bir kitap.
Kitap suyla ilişkili üç metafora; kaynak, nehir ve buz dağı metaforlarına odaklanıyor. Örneğin kaynaklara atfedilen saflığı, sürekli akış halinde tasavvur edilen bilinci veya sadece küçük bir yüzünü bize gösteren buz dağlarını ele alıyor ve bu metaforların nasıl olup da dünyayı kavrama çabasında anlaşılmaz olanı anlaşılabilir kılmak için yardıma çağrıldığını, dahası bu metaforların bir yandan tarihsel bir süreklilik içinde kullanılırken bir yandan da dünya resminin dönüşümüyle onlara atfedilen anlamların da nasıl dönüştüğünü bize gösteriyor.
Bu kitap; felsefeden antropolojiye, tarihten edebiyata metaforların kullanımına ilgi duyanlar için önemli bir kaynak.