Yazimina 656 yilindan önce baslanilan eser, Divan-i Kebir ile birlikte Mevlânâ külliyatinin önemli kismini olusturur. Mevlânâ'nin "Birlik Dükkâni" olarak addettigi Mesnevî, içinde Hint, Iran, Yunan, Roma mitolojisi; Yaradilis Destani, erenlerin kissalari, âsik masallari, halk öyküleri barindiran; "dünya cenneti"nde insan hürriyetinin anahtarlarini ardisik öyküler içinde vermeyi amaçlamis bir eserdir. Mesnevî 25.632 beyitten olusmakta olup 'Magz-i Kur'an yani Kur'an-i Kerîm'in özü denmektedir. Çünkü Mevlânâ adeta Kur'an-i Kerîm'in bizlere anlatmak istedigini hikayeler; kissalar ve deyimler araciligiyla anlatmistir. Mesnevî'deki hikayelerin hiçbiri birbirini tamamlamaz bir hikaye anlatilirken baska bir hikayeye geçilir o hikaye baska bir hikayeyi baslatir ve böyle devam eder. Mesnevî nâzim biçiminde her beyitin iki dizesi birbiri ile uyaklidir. Mevlânâ, alti ciltlik Mesnevî'sinde tasavvufi fikir ve düsüncelerini, birbirine eklenmis hikâyeler hâlinde anlatmaktadir. "Ömrümün özeti su üç sözden ibarettir: Hamdim, pistim, yandim." -Mevlânâ Mesnevî adini, eserine bizzat Mevlânâ vermistir. Aslinda mesnevî, dogu edebiyatlarinda; her beyti kendi arasinda kafiyeli, ayni vezinle yazilmis manzumelere verilen ortak bir isimdir. Ancak Mevlânâ’nin ölümsüz eseri yazildiktan sonra, mesnevî denilince; ilk olarak onun alti ciltlik bir hazine olan ve "Mesnevî-î Serîf" veya "Mesnevî-î Manevî" gibi isimlerle anilan eseri hatirlanmaktadir.
Yazimina 656 yilindan önce baslanilan eser, Divan-i Kebir ile birlikte Mevlânâ külliyatinin önemli kismini olusturur. Mevlânâ'nin "Birlik Dükkâni" olarak addettigi Mesnevî, içinde Hint, Iran, Yunan, Roma mitolojisi; Yaradilis Destani, erenlerin kissalari, âsik masallari, halk öyküleri barindiran; "dünya cenneti"nde insan hürriyetinin anahtarlarini ardisik öyküler içinde vermeyi amaçlamis bir eserdir. Mesnevî 25.632 beyitten olusmakta olup 'Magz-i Kur'an yani Kur'an-i Kerîm'in özü denmektedir. Çünkü Mevlânâ adeta Kur'an-i Kerîm'in bizlere anlatmak istedigini hikayeler; kissalar ve deyimler araciligiyla anlatmistir. Mesnevî'deki hikayelerin hiçbiri birbirini tamamlamaz bir hikaye anlatilirken baska bir hikayeye geçilir o hikaye baska bir hikayeyi baslatir ve böyle devam eder. Mesnevî nâzim biçiminde her beyitin iki dizesi birbiri ile uyaklidir. Mevlânâ, alti ciltlik Mesnevî'sinde tasavvufi fikir ve düsüncelerini, birbirine eklenmis hikâyeler hâlinde anlatmaktadir. "Ömrümün özeti su üç sözden ibarettir: Hamdim, pistim, yandim." -Mevlânâ Mesnevî adini, eserine bizzat Mevlânâ vermistir. Aslinda mesnevî, dogu edebiyatlarinda; her beyti kendi arasinda kafiyeli, ayni vezinle yazilmis manzumelere verilen ortak bir isimdir. Ancak Mevlânâ’nin ölümsüz eseri yazildiktan sonra, mesnevî denilince; ilk olarak onun alti ciltlik bir hazine olan ve "Mesnevî-î Serîf" veya "Mesnevî-î Manevî" gibi isimlerle anilan eseri hatirlanmaktadir.