“Hayat, insanın yaşadıkları değildir; aslolan hatırladığı ve anlatmak için nasıl hatırladığıdır…”
- Gabriel Garcia Marquez
Ne olduğunu ve neden-nasıl olduğunu anlatabilmek için önce hatırlamak gerekir. Hatırlamak, bugünü kuran anlamlara geri dönmektir. Bugün, aslında bir anlamda geçmişte; geçmişin sürekliliğinde kurulur. Zira insan davranışları, durağan bir toplumsallığın olmadığını; insanların, içinde yaşadıkları ve yetiştikleri toplum, tarihsel anlatı ve gerçeklik tarafından etkilendiklerini, hatta şekillendirildiklerini göstermektedir. 15 Temmuz da, böylesi bir geçmişin, hatırlamanın izlerini taşır. Ne var ki, bu hatırlama acı vericidir, ıstıraplıdır.
Topluma vekâlet eden devlet ve ona hükmeden siyasal seçkinler, “ilerleme” misyonu çerçevesinde toplumu dönüştürmeye çabalamışlar; buna karşı zaman zaman ortaya çıkan direnci de farklı yöntemleri (mesela darbeleri) kullanarak bastırmaya çalışmışlardır. Dolayısıyla bugünü, özelde de 15 Temmuz’u kuran anlamları biraz da bu geçmişte aramak gerekir.
“Hayat, insanın yaşadıkları değildir; aslolan hatırladığı ve anlatmak için nasıl hatırladığıdır…”
- Gabriel Garcia Marquez
Ne olduğunu ve neden-nasıl olduğunu anlatabilmek için önce hatırlamak gerekir. Hatırlamak, bugünü kuran anlamlara geri dönmektir. Bugün, aslında bir anlamda geçmişte; geçmişin sürekliliğinde kurulur. Zira insan davranışları, durağan bir toplumsallığın olmadığını; insanların, içinde yaşadıkları ve yetiştikleri toplum, tarihsel anlatı ve gerçeklik tarafından etkilendiklerini, hatta şekillendirildiklerini göstermektedir. 15 Temmuz da, böylesi bir geçmişin, hatırlamanın izlerini taşır. Ne var ki, bu hatırlama acı vericidir, ıstıraplıdır.
Topluma vekâlet eden devlet ve ona hükmeden siyasal seçkinler, “ilerleme” misyonu çerçevesinde toplumu dönüştürmeye çabalamışlar; buna karşı zaman zaman ortaya çıkan direnci de farklı yöntemleri (mesela darbeleri) kullanarak bastırmaya çalışmışlardır. Dolayısıyla bugünü, özelde de 15 Temmuz’u kuran anlamları biraz da bu geçmişte aramak gerekir.