Bir bilim dalıyla ilgili çalışma yapmanın şartlarından biri, onun tarihini iyi bilmektir. Bu anlamda biyografi çalışmalarının hadis tarihi açısından önemi büyüktür. Bunun bilincinde olan muhaddisler, her dönemde hadis âlimlerine dair vefeyât, tabakât ve terâcim eserleri telif etmek suretiyle bizlere muazzam bir ricâl edebiyatı mirası bırakmışlardır. Genellikle eski dönem âlimlerinin konu edinildiği bu tür çalışmalarda, yakın dönem ilim adamlarına düşen payın azlığı dikkati çekmektedir. Oysa yakın dönemde yaşamış ilim adamları, büyük ölçüde bizim karşılaştığımız problemlerle yüz yüze gelmiş ve onlara kendi imkânları ölçüsünde çözümler üretmişlerdir. Onlar hakkında yapılacak çalışmalar, önlerine çıkan problemlere ne gibi çözümler sunabildikleri, kısaca onların bu alandaki katkılarını görme imkânı sağlayacaktır. Bu da günümüz hadis çalışmalarını onların bıraktıkları yerden sürdürme fırsatı verecektir.
Elinizdeki çalışma bu fırsatın değerlendirilmesi yolunda mütevazı bir katkı sunma umuduyla coğrafyamıza çok yakın bir şehrin son dönem hadis âlimlerini konu edinmektedir. Halep daha yüz yıl öncesine kadar Osmanlı mülkünün bir parçası, dedelerimizin memur olarak bulunduğu bir vilayet olup diğer Arap şehirleri içerisinde “en Osmanlı” şehir vasfıyla öne çıkmaktadır. Çalışmanın ana konusunu teşkil eden Abdülfettâh Ebû Gudde ise hem geleneksel hem de modern tarzda eğitim almış, döneminin “ilim seyyahı” ve en çok icâzet sahibi âlimlerinden biri olarak temayüz etmiş, çok yönlü kişiliği ile dikkatleri çekmiş ve hadis ilminin hemen her alanında telif ve tahkik ettiği eserleriyle bu ilme önemli katkılarda bulunmuş bir âlimdir. İşte bu kitap, Halep'in genel olarak geçen yüzyıldaki hadis âlimlerini, özel olarak da onlar arasında öne çıkan Abdülfettâh Ebû Gudde'yi incelemeyi amaçlamaktadır.
Bir bilim dalıyla ilgili çalışma yapmanın şartlarından biri, onun tarihini iyi bilmektir. Bu anlamda biyografi çalışmalarının hadis tarihi açısından önemi büyüktür. Bunun bilincinde olan muhaddisler, her dönemde hadis âlimlerine dair vefeyât, tabakât ve terâcim eserleri telif etmek suretiyle bizlere muazzam bir ricâl edebiyatı mirası bırakmışlardır. Genellikle eski dönem âlimlerinin konu edinildiği bu tür çalışmalarda, yakın dönem ilim adamlarına düşen payın azlığı dikkati çekmektedir. Oysa yakın dönemde yaşamış ilim adamları, büyük ölçüde bizim karşılaştığımız problemlerle yüz yüze gelmiş ve onlara kendi imkânları ölçüsünde çözümler üretmişlerdir. Onlar hakkında yapılacak çalışmalar, önlerine çıkan problemlere ne gibi çözümler sunabildikleri, kısaca onların bu alandaki katkılarını görme imkânı sağlayacaktır. Bu da günümüz hadis çalışmalarını onların bıraktıkları yerden sürdürme fırsatı verecektir.
Elinizdeki çalışma bu fırsatın değerlendirilmesi yolunda mütevazı bir katkı sunma umuduyla coğrafyamıza çok yakın bir şehrin son dönem hadis âlimlerini konu edinmektedir. Halep daha yüz yıl öncesine kadar Osmanlı mülkünün bir parçası, dedelerimizin memur olarak bulunduğu bir vilayet olup diğer Arap şehirleri içerisinde “en Osmanlı” şehir vasfıyla öne çıkmaktadır. Çalışmanın ana konusunu teşkil eden Abdülfettâh Ebû Gudde ise hem geleneksel hem de modern tarzda eğitim almış, döneminin “ilim seyyahı” ve en çok icâzet sahibi âlimlerinden biri olarak temayüz etmiş, çok yönlü kişiliği ile dikkatleri çekmiş ve hadis ilminin hemen her alanında telif ve tahkik ettiği eserleriyle bu ilme önemli katkılarda bulunmuş bir âlimdir. İşte bu kitap, Halep'in genel olarak geçen yüzyıldaki hadis âlimlerini, özel olarak da onlar arasında öne çıkan Abdülfettâh Ebû Gudde'yi incelemeyi amaçlamaktadır.