Yaşam bir gizem. Bazen kolay ve rahat, bazen de zorlu ve savaş gerektiren bir gizem… Kendimizi aniden içinde bulduğumuz, peşinden bazen tutkuyla koştuğumuz, bazen de nefretle kaçtığımız, kimi zaman durup dışarıdan baktığımız ama ne olduğunu anlayamadığımız bir gizem… Anlarsak şefkatle, yoksa farklı yollarla doğrularımızı ve yanlışlarımızı yeniden düzenlememizi sağlayan, bizi daha güçlü ve bilge hale getiren ama sonucunda o deneyim hazinesini tek nefeslik bir mum alevi gibi söndüren bir gizem… Bu gizemin içinde bize düşen belki de önce kendi iyimizin ve arzularımızın ne olduğuna açık fikirlilik ve vicdan ile karar vermek, sonra da bunların peşinden tutkuyla ve sevinçle gitmek olsa gerek. Bunun yolu da kendimizi tanımaktan ve hatta başka insanların deneyimlerinden süzülmüş bilgeliği özümsemekten geçiyor. Başka bir deyişle kendi kendimizin yaşam koçu olup kendi karargâhımızın sorumluluğunu zekayla, onurla ve cesaretle almaktan… Önder Ergin bu kitabında okuyucularına uzun yıllara dayanan yaşam koçluğu deneyimlerinden süzülen bilgeliği aktarıyor, kendi kendine yaşam koçu olabilmenin özünü aşılıyor. Herkesin kendi ayakları üzerinde durabildiği ve yanındakine elini uzatabildiği, “bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” yaşayan insanların dünyasına katkıda bulunabilmek adına…
Yaşam bir gizem. Bazen kolay ve rahat, bazen de zorlu ve savaş gerektiren bir gizem… Kendimizi aniden içinde bulduğumuz, peşinden bazen tutkuyla koştuğumuz, bazen de nefretle kaçtığımız, kimi zaman durup dışarıdan baktığımız ama ne olduğunu anlayamadığımız bir gizem… Anlarsak şefkatle, yoksa farklı yollarla doğrularımızı ve yanlışlarımızı yeniden düzenlememizi sağlayan, bizi daha güçlü ve bilge hale getiren ama sonucunda o deneyim hazinesini tek nefeslik bir mum alevi gibi söndüren bir gizem… Bu gizemin içinde bize düşen belki de önce kendi iyimizin ve arzularımızın ne olduğuna açık fikirlilik ve vicdan ile karar vermek, sonra da bunların peşinden tutkuyla ve sevinçle gitmek olsa gerek. Bunun yolu da kendimizi tanımaktan ve hatta başka insanların deneyimlerinden süzülmüş bilgeliği özümsemekten geçiyor. Başka bir deyişle kendi kendimizin yaşam koçu olup kendi karargâhımızın sorumluluğunu zekayla, onurla ve cesaretle almaktan… Önder Ergin bu kitabında okuyucularına uzun yıllara dayanan yaşam koçluğu deneyimlerinden süzülen bilgeliği aktarıyor, kendi kendine yaşam koçu olabilmenin özünü aşılıyor. Herkesin kendi ayakları üzerinde durabildiği ve yanındakine elini uzatabildiği, “bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” yaşayan insanların dünyasına katkıda bulunabilmek adına…