Darbelerin Paşa Dedesi (27 Mayıs) ayakta durur ve bugün bile ‘Devrim’ diye tanımlanırken, 2012 yılı Türkiye’sindeki yargının gücü yalnızca Torun Darbe’ye (12 Eylül) mi yetiyor? 4 Nisan 2012 günü 90’ını aşmış, 2 darbecinin yargılanması başladı. Darbelerin yolunu açan, darbeci ruhlulara ilham veren, hukuk ve demokrasi katili olan 27 Mayıs Darbesi’ne ilişilmeyecek... Yassıada ve İmralı’da hayatlarını kaybeden şerefli 13 Demokrasi Kurbanının hak ve hukuklarının hesabı sorulmayacak... Yeni bir Anayasa için çalışmalar yapılırken, bir siyasi partinin (CHP) mutfağında pişmiş 1961 Anayasası, hala ‘En Özgürlükçü Anayasa’ diye anılacak. Şimdi ise, başka bir partinin mutfağınınki dayatılacak... Bir hukuk kiri olan ve 5 Mart 1962 de kabul edilen Tedbirler Yasası’nın, 1961 Anayasası’na aykırı olmadığı hükmünü veren Anayasa Mahkemesi’nin ayıplı kararı (1963/83), unutuluverecek... Paşa Dede Darbe ile O’nun medar-ı iftihar ürünü 1961 Anayasası’nın Türkiye’yi önce 12 Mart’a, ardından 12 Eylül’e sürüklediği ve bu süreçte hayatlarını kaybeden binlerce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hatırlanmayacak... Ama birileri öyle istediği için, göstermelik ‘Darbeleri Yargılıyoruz’ senaryosu kapsamında 90’ını aşmış iki kişi yargılanacak! Bu mu sizin Hukuk & Demokrasi anlayışınız? Benimki çok farklı... Darbelerin Paşa Dedesi ile tüm gerçekleri bu kitapta bulacaksınız. -Mehmet Arif Demirer- Yarım asır sonra daha objektif, o dosyaları okuyor ve görüyorum ki, Yassıada’da mahkûm olan Türk Adaleti’dir. Çünkü mahkeme doğal değildi. Ama savcılar ve yargıçlar doğal mahkemelerden seçilmişlerdi. Türk Adalet Kurumu, Yassıada kararının sorumluluğunu bugün de taşıyor. Metodolojisi, içeriği zaman zaman canlanıyor. Benzer mahkemeler, davalar kuruluyor. Bu mahkemelerde görev alacak yargıç bulamadığımız gün, işte adil yargılama o vakit demokrasimizin organı, erki, güvencesi olacaktır. Bence, Demokrat Parti’ye de, adalete de yazık oldu. Ders almadığımız görülüyor. Üzüntümüz bu. Sayın Mehmet Arif Demirer’i kutluyor, başarılar diliyorum. -Hüsamettin Cindoruk-
Darbelerin Paşa Dedesi (27 Mayıs) ayakta durur ve bugün bile ‘Devrim’ diye tanımlanırken, 2012 yılı Türkiye’sindeki yargının gücü yalnızca Torun Darbe’ye (12 Eylül) mi yetiyor? 4 Nisan 2012 günü 90’ını aşmış, 2 darbecinin yargılanması başladı. Darbelerin yolunu açan, darbeci ruhlulara ilham veren, hukuk ve demokrasi katili olan 27 Mayıs Darbesi’ne ilişilmeyecek... Yassıada ve İmralı’da hayatlarını kaybeden şerefli 13 Demokrasi Kurbanının hak ve hukuklarının hesabı sorulmayacak... Yeni bir Anayasa için çalışmalar yapılırken, bir siyasi partinin (CHP) mutfağında pişmiş 1961 Anayasası, hala ‘En Özgürlükçü Anayasa’ diye anılacak. Şimdi ise, başka bir partinin mutfağınınki dayatılacak... Bir hukuk kiri olan ve 5 Mart 1962 de kabul edilen Tedbirler Yasası’nın, 1961 Anayasası’na aykırı olmadığı hükmünü veren Anayasa Mahkemesi’nin ayıplı kararı (1963/83), unutuluverecek... Paşa Dede Darbe ile O’nun medar-ı iftihar ürünü 1961 Anayasası’nın Türkiye’yi önce 12 Mart’a, ardından 12 Eylül’e sürüklediği ve bu süreçte hayatlarını kaybeden binlerce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hatırlanmayacak... Ama birileri öyle istediği için, göstermelik ‘Darbeleri Yargılıyoruz’ senaryosu kapsamında 90’ını aşmış iki kişi yargılanacak! Bu mu sizin Hukuk & Demokrasi anlayışınız? Benimki çok farklı... Darbelerin Paşa Dedesi ile tüm gerçekleri bu kitapta bulacaksınız. -Mehmet Arif Demirer- Yarım asır sonra daha objektif, o dosyaları okuyor ve görüyorum ki, Yassıada’da mahkûm olan Türk Adaleti’dir. Çünkü mahkeme doğal değildi. Ama savcılar ve yargıçlar doğal mahkemelerden seçilmişlerdi. Türk Adalet Kurumu, Yassıada kararının sorumluluğunu bugün de taşıyor. Metodolojisi, içeriği zaman zaman canlanıyor. Benzer mahkemeler, davalar kuruluyor. Bu mahkemelerde görev alacak yargıç bulamadığımız gün, işte adil yargılama o vakit demokrasimizin organı, erki, güvencesi olacaktır. Bence, Demokrat Parti’ye de, adalete de yazık oldu. Ders almadığımız görülüyor. Üzüntümüz bu. Sayın Mehmet Arif Demirer’i kutluyor, başarılar diliyorum. -Hüsamettin Cindoruk-