4+4+4 İmam - Hatip Tüm Tartışmaların Odağı Okul Din Öğretiminde Toplumsal Uzlaşma

Stok Kodu:
9786056251795
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
440
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012-08
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%20 indirimli
350,00TL
280,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 34,22TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786056251795
1135475
4+4+4 İmam - Hatip
4+4+4 İmam - Hatip Tüm Tartışmaların Odağı Okul Din Öğretiminde Toplumsal Uzlaşma
280.00

4+4+4 Nedir?

Öncelikle salt eğitim alanında, hele din öğretimi alanındaki bir düzenleme değildir.

4+4+4, din soslu bir sosyal mühendisliktir.  Eğitimde sosyal devlet ilkesini alt gelir gruplarındaki yurttaşlarımız aleyhine geriletecek düzenlemeleri hayata geçirecektir. Bu kesimlerin kız ve erkek çocukları, lise çağında örgün eğitim zorunluluğunun kalkmasıyla, “çalışarak okuma”ları yönünde bir mahalle baskısının ortasında bırakılacaktır. Çalışarak okumaları da, yaşıtlarıyla zaten eşit şartlarda girmedikleri üniversite sınavında, alt gelir sahibi kesimlerin çocuklarını hepten üniversite okumaktan alıkoyacağından, örtülü bir kast sistemine kapıları açacak bir düzenlemedir 4+4+4. O yüzden ki, alt gelir grupları için 4+4+4’ten ancak “çocuk işçi”ler ve “çocuk gelin”ler düşer.

4+4+4’ü “dindar nesil yetiştireceğiz” söylemini ele almadan değerlendirmek mümkün değildir. Ancak, burada amaçlananın salt dindar yurttaşlarımızın çocukları için talep ettikleri birkaç dersi müfredata alma çabası olduğunu düşünmekse çok sınırlı bir bakış açısı olacaktır. Çünkü 4+4+4, din soslu bir sosyal mühendisliktir. İktidarın, kendisinin ve sağ-muhafazakâr ardıllarının bundan sonraki 50 yılını garantiye alacak şekilde, artık olabildiğince tüm eğitim sisteminden kendi seçmenini yetiştirebilmeye yönelik projesini hayata geçirmesidir. Bunun için de Milli Eğitim, iktidara seçmen yetiştirecek şekilde yeniden formatlanmak, dizayn edilmek istenmektedir. Ancak bu da sınırlı bir bakış açısı olabilecektir. Çünkü iktidar için İHL’ler ve örgün eğitime getirilen din derslerinin önemi, çocuklara dini bilgileri kazandırmasından çok, muhafazakâr seçmen yetiştirmesinden kaynaklanır. Bu da ancak daha iyi bir kaynak bulana kadar bu kurumlara verilen geçici bir önemdir.

"Dindar nesil yetiştirme” çıkışını, “kendilerine seçmen yetiştirmek” şeklinde de okuyabiliriz. Bu ise, apaçık şekilde yeni nesli kendine oy verecek şekilde formatlama çabasıdır. Yani sözün özü 4+4+4, din soslu sosyal mühendisliktir. Başka bir şey değildir.

İktidarın 4+4+4 ile sağ-muhafazakâr seçmen yetiştirmek dışında, bir B planı var mıdır, oy için her şey mübah mıdır diye sormak durumundayız.

* * *

Bu ise, kendilerini toplumun zencileri olarak takdim ederek yoksul yurttaşlarımızdan oy alıp iktidar olanların, 4+4+4 teklifiyle artık hep kendilerini yukarıda, alt gelir gruplarını aşağıda tutacak bir toplum mühendisliğine giriştiklerini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla bu teklif 28 Şubat’ın rövanşı değil, fakirden alıp zengine verme, yani alt gelir gruplarının eğitim yoluyla üst toplum tabakalarına çıkabilme gibi, belki en az oy vermek kadar önemli olan demokratik haklarından birini kısıtlayıp, kendi seçkinlerinin önünü açma arayışıdır.

Ancak bu velilerin tereddütlerini kız çocuklarını örgün eğitim içerisinde kalmalarını sağlayarak gözetmek mümkünken, dershane sektörüne özel okula dönüşmeleri ve bu ev okul sistemine de entegre olmaları durumunda devlet olarak özel okullardan- tıpkı sağlık sektöründe olduğu gibi- hizmet satın alınabileceği müjdelenmektedir.

Hâlbuki devlet okullarında kalite ve kapasiteyi arttırma seçeneğinin göz ardı edildiği 4+4+4 teklifi, özel sağlık sektörüne yapılmakta olan devlet katkısı şeklindeki modelin eğitim sektörüne de taşınmasına yöneliktir.

* * *

Kaldı ki, 4+4+4 ile ortaya çıkan “çocuğunun dinini öğrenmesini istiyorsan İHL’ye gönder” çözüm(süzlüğ)ünün, eleştirel yaklaşanları geçtim, çocuğunun dinini öğrenmesini istese de, İHL’ye göndermek istemeyen velilerin taleplerini bile yok saydığı ortadadır.

Ayrıca 4+4+4’ün velileri hiç olmadıkları kadar mahalle baskısı altında bırakacağı da açıktır. Çünkü “çocuğuna dini bilgileri aldırtmayan veli” şeklinde toplumda damgalanmama endişesinin yanında, küçük çocukları da velilerinin bu tercihleri yüzünden siyasi tartışmaların ortasında bırakabilmesi, okulları politize etmesi riski de söz konusudur.

4+4+4 teklifi içerisinde “çocuğunuzu dini ağırlıklı programa/İHL’ye gönderir misiniz?” sorusunun giderek “AKP’li misiniz, değil misiniz” sorusuna dönüşmesini engelleyecek önleyici mekanizmalar yoktur. Burada, “çocuğunu dini ağırlıklı programa göndermemenin veliler için yararlandıkları sosyal yardımları kaybetmekten tutun, hak etmiş olsalar da görevde yükselip yükselemeyeceklerine kadar etkisi olabileceği endişesi oluşabilecektir. Böyleyken, bitaraf olup çocuğunu İHL’ye göndermeyen veliler bertaraf mı olsun?

* * *
4+4+4’ten alt gelir gruplarındaki yurttaşlarımızın payına ancak “çocuk işçi”lik ve “çocuk gelin” olmak düşer. 4+4+4’ün kazananı halk değildir.
4+4+4 ile göreceğimiz ellerinde tabletlerle kala kalmış “çocuk işçi”ler ve “çocuk gelin”ler olabilecektir.
4+4+4 ile lise çağında getirilen açık lise “olanağı” ile alt gelir kesimlerinin çocukları çalışarak okurken, tabletten eğitim bekler bir duruma getirilebileceklerdir.
4+4+4 teklifi, yoksul yurttaşlarımıza sadece “işçiysen işçi kal” demektedir.

* * *
Bu nedenledir ki, bugün getirilen 4+4+4’ten her şey çıkar, çözüm çıkmaz...
Çünkü değişmeyen gerçek çok nettir:

İktidarlarla-güçle her şey olur, ama haklı olunmaz…
Öyle ki, mevcut haliyle 4+4+4 sadece İHL’leri olabildiğince yaygınlaştırarak oralarda kendi sağ-muhafazakâr seçmen tabanını yetiştirme arayışı, yani bir siyaset mühendisliğidir… 4+4+4’ün tekerrür ettirebileceği tehlike ise, sadece iki başlı bir eğitim sistemi yaratarak, ülkemizde yeniden iki farklı aydın tipi yetiştirmekle kalmayacaktır. Bunun yanında cumhuriyet’in alt gelir gruplarına sağladığı eğitim yoluyla üst toplum kesimlerine çıkma olanaklarının büyük oranda elinden alınması en az iki başlı eğitim oluşması riski kadar önemli bir sorun kaynağıdır.

* * *
4+4+4’ÜN ÖMRÜ

4+4+4 düzenlemesini ne kadar eleştirsek de, bu düzenlemeyi sadece eleştirmekle yetinmek, yapılabilecek en büyük bir hatadır. Öyle ki, 4+4+4’ün toplumdaki karşılığının din öğretimi alanında çözülememiş sorunlar olduğunu görmek ve 4+4+4’ün getirdiği sorunları gerçekten çözebilmek için, din öğretimi alanında tüm tarafları tatmin edebilecek bir çözüm sunmak gerekmektedir. Her ne kadar bunca yeni sorunlar yaratsa da, 4+4+4’ün ömrünü belirleyecek olan, yaratacağı sorunlar değil, din öğretimi alanında uygulanabilir bir çözüm getirilmesi olacaktır. Bu nedenle, 4+4+4’ün ömrü, sanıldığının aksine okula başlama yaşında, “çocuk işçi”ler ve “çocuk gelin”ler alanlarında gittikçe içinden çıkılmaz hatalara yol açacak olması değil, din öğretimi alanında daha iyi bir çözüm getirilmesi olacaktır. Yoksa tüm sorunlarıyla 4+4+4, din öğretimi alanında alternatif bir çözüm getirilmedikçe kötünün iyisi sanılamaya devam edecektir. 

4+4+4 Nedir?

Öncelikle salt eğitim alanında, hele din öğretimi alanındaki bir düzenleme değildir.

4+4+4, din soslu bir sosyal mühendisliktir.  Eğitimde sosyal devlet ilkesini alt gelir gruplarındaki yurttaşlarımız aleyhine geriletecek düzenlemeleri hayata geçirecektir. Bu kesimlerin kız ve erkek çocukları, lise çağında örgün eğitim zorunluluğunun kalkmasıyla, “çalışarak okuma”ları yönünde bir mahalle baskısının ortasında bırakılacaktır. Çalışarak okumaları da, yaşıtlarıyla zaten eşit şartlarda girmedikleri üniversite sınavında, alt gelir sahibi kesimlerin çocuklarını hepten üniversite okumaktan alıkoyacağından, örtülü bir kast sistemine kapıları açacak bir düzenlemedir 4+4+4. O yüzden ki, alt gelir grupları için 4+4+4’ten ancak “çocuk işçi”ler ve “çocuk gelin”ler düşer.

4+4+4’ü “dindar nesil yetiştireceğiz” söylemini ele almadan değerlendirmek mümkün değildir. Ancak, burada amaçlananın salt dindar yurttaşlarımızın çocukları için talep ettikleri birkaç dersi müfredata alma çabası olduğunu düşünmekse çok sınırlı bir bakış açısı olacaktır. Çünkü 4+4+4, din soslu bir sosyal mühendisliktir. İktidarın, kendisinin ve sağ-muhafazakâr ardıllarının bundan sonraki 50 yılını garantiye alacak şekilde, artık olabildiğince tüm eğitim sisteminden kendi seçmenini yetiştirebilmeye yönelik projesini hayata geçirmesidir. Bunun için de Milli Eğitim, iktidara seçmen yetiştirecek şekilde yeniden formatlanmak, dizayn edilmek istenmektedir. Ancak bu da sınırlı bir bakış açısı olabilecektir. Çünkü iktidar için İHL’ler ve örgün eğitime getirilen din derslerinin önemi, çocuklara dini bilgileri kazandırmasından çok, muhafazakâr seçmen yetiştirmesinden kaynaklanır. Bu da ancak daha iyi bir kaynak bulana kadar bu kurumlara verilen geçici bir önemdir.

"Dindar nesil yetiştirme” çıkışını, “kendilerine seçmen yetiştirmek” şeklinde de okuyabiliriz. Bu ise, apaçık şekilde yeni nesli kendine oy verecek şekilde formatlama çabasıdır. Yani sözün özü 4+4+4, din soslu sosyal mühendisliktir. Başka bir şey değildir.

İktidarın 4+4+4 ile sağ-muhafazakâr seçmen yetiştirmek dışında, bir B planı var mıdır, oy için her şey mübah mıdır diye sormak durumundayız.

* * *

Bu ise, kendilerini toplumun zencileri olarak takdim ederek yoksul yurttaşlarımızdan oy alıp iktidar olanların, 4+4+4 teklifiyle artık hep kendilerini yukarıda, alt gelir gruplarını aşağıda tutacak bir toplum mühendisliğine giriştiklerini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla bu teklif 28 Şubat’ın rövanşı değil, fakirden alıp zengine verme, yani alt gelir gruplarının eğitim yoluyla üst toplum tabakalarına çıkabilme gibi, belki en az oy vermek kadar önemli olan demokratik haklarından birini kısıtlayıp, kendi seçkinlerinin önünü açma arayışıdır.

Ancak bu velilerin tereddütlerini kız çocuklarını örgün eğitim içerisinde kalmalarını sağlayarak gözetmek mümkünken, dershane sektörüne özel okula dönüşmeleri ve bu ev okul sistemine de entegre olmaları durumunda devlet olarak özel okullardan- tıpkı sağlık sektöründe olduğu gibi- hizmet satın alınabileceği müjdelenmektedir.

Hâlbuki devlet okullarında kalite ve kapasiteyi arttırma seçeneğinin göz ardı edildiği 4+4+4 teklifi, özel sağlık sektörüne yapılmakta olan devlet katkısı şeklindeki modelin eğitim sektörüne de taşınmasına yöneliktir.

* * *

Kaldı ki, 4+4+4 ile ortaya çıkan “çocuğunun dinini öğrenmesini istiyorsan İHL’ye gönder” çözüm(süzlüğ)ünün, eleştirel yaklaşanları geçtim, çocuğunun dinini öğrenmesini istese de, İHL’ye göndermek istemeyen velilerin taleplerini bile yok saydığı ortadadır.

Ayrıca 4+4+4’ün velileri hiç olmadıkları kadar mahalle baskısı altında bırakacağı da açıktır. Çünkü “çocuğuna dini bilgileri aldırtmayan veli” şeklinde toplumda damgalanmama endişesinin yanında, küçük çocukları da velilerinin bu tercihleri yüzünden siyasi tartışmaların ortasında bırakabilmesi, okulları politize etmesi riski de söz konusudur.

4+4+4 teklifi içerisinde “çocuğunuzu dini ağırlıklı programa/İHL’ye gönderir misiniz?” sorusunun giderek “AKP’li misiniz, değil misiniz” sorusuna dönüşmesini engelleyecek önleyici mekanizmalar yoktur. Burada, “çocuğunu dini ağırlıklı programa göndermemenin veliler için yararlandıkları sosyal yardımları kaybetmekten tutun, hak etmiş olsalar da görevde yükselip yükselemeyeceklerine kadar etkisi olabileceği endişesi oluşabilecektir. Böyleyken, bitaraf olup çocuğunu İHL’ye göndermeyen veliler bertaraf mı olsun?

* * *
4+4+4’ten alt gelir gruplarındaki yurttaşlarımızın payına ancak “çocuk işçi”lik ve “çocuk gelin” olmak düşer. 4+4+4’ün kazananı halk değildir.
4+4+4 ile göreceğimiz ellerinde tabletlerle kala kalmış “çocuk işçi”ler ve “çocuk gelin”ler olabilecektir.
4+4+4 ile lise çağında getirilen açık lise “olanağı” ile alt gelir kesimlerinin çocukları çalışarak okurken, tabletten eğitim bekler bir duruma getirilebileceklerdir.
4+4+4 teklifi, yoksul yurttaşlarımıza sadece “işçiysen işçi kal” demektedir.

* * *
Bu nedenledir ki, bugün getirilen 4+4+4’ten her şey çıkar, çözüm çıkmaz...
Çünkü değişmeyen gerçek çok nettir:

İktidarlarla-güçle her şey olur, ama haklı olunmaz…
Öyle ki, mevcut haliyle 4+4+4 sadece İHL’leri olabildiğince yaygınlaştırarak oralarda kendi sağ-muhafazakâr seçmen tabanını yetiştirme arayışı, yani bir siyaset mühendisliğidir… 4+4+4’ün tekerrür ettirebileceği tehlike ise, sadece iki başlı bir eğitim sistemi yaratarak, ülkemizde yeniden iki farklı aydın tipi yetiştirmekle kalmayacaktır. Bunun yanında cumhuriyet’in alt gelir gruplarına sağladığı eğitim yoluyla üst toplum kesimlerine çıkma olanaklarının büyük oranda elinden alınması en az iki başlı eğitim oluşması riski kadar önemli bir sorun kaynağıdır.

* * *
4+4+4’ÜN ÖMRÜ

4+4+4 düzenlemesini ne kadar eleştirsek de, bu düzenlemeyi sadece eleştirmekle yetinmek, yapılabilecek en büyük bir hatadır. Öyle ki, 4+4+4’ün toplumdaki karşılığının din öğretimi alanında çözülememiş sorunlar olduğunu görmek ve 4+4+4’ün getirdiği sorunları gerçekten çözebilmek için, din öğretimi alanında tüm tarafları tatmin edebilecek bir çözüm sunmak gerekmektedir. Her ne kadar bunca yeni sorunlar yaratsa da, 4+4+4’ün ömrünü belirleyecek olan, yaratacağı sorunlar değil, din öğretimi alanında uygulanabilir bir çözüm getirilmesi olacaktır. Bu nedenle, 4+4+4’ün ömrü, sanıldığının aksine okula başlama yaşında, “çocuk işçi”ler ve “çocuk gelin”ler alanlarında gittikçe içinden çıkılmaz hatalara yol açacak olması değil, din öğretimi alanında daha iyi bir çözüm getirilmesi olacaktır. Yoksa tüm sorunlarıyla 4+4+4, din öğretimi alanında alternatif bir çözüm getirilmedikçe kötünün iyisi sanılamaya devam edecektir. 

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat