Demek gidiyorsun Çelebi!
Geçmişin günahkâr yüzünü taşlayarak.
Çakıl taşları özleyecek ellerini.
Bundan böyle tokluğumuz olmayacak.
Giderken bir tekme at bakır tencereye.
Dök yarım kalmış aşımızı, ateşi söndür!
Son içtiğin sigarada bırak nefesini.
Ahşabı eskimiş masada kalsın kahkahalarımız.
Kirli sakalını usturayla yıka geceden.
Dilini ıslat, ardından gelen gölgene söv!
Tenhalarda korkak bir ıslıkla öpüş.
Matarayı da al yanına, artık kullanmam.
Yeleğini çıkart, köstekliyi kır!
Öyle ya zaman zarfında eskir pullar.
Pirinç karyolanla son kez seviş!
Nasılsa üç kuruşa satılır bitpazarında.
Demek gidiyorsun Çelebi!
Parmaklar yorgun gömlekler kırk düğmeli.
Genç Adamın gölgesi yavaş yavaş Aziz'in gölgesinin yanından uzaklaştı. Ne kucaklaştılar ne de vedalaştılar.
Aradan aylar geçmiş, Aziz'in son yazdığı eser raflardaki yerini almıştı.
Demek gidiyorsun Çelebi!
Geçmişin günahkâr yüzünü taşlayarak.
Çakıl taşları özleyecek ellerini.
Bundan böyle tokluğumuz olmayacak.
Giderken bir tekme at bakır tencereye.
Dök yarım kalmış aşımızı, ateşi söndür!
Son içtiğin sigarada bırak nefesini.
Ahşabı eskimiş masada kalsın kahkahalarımız.
Kirli sakalını usturayla yıka geceden.
Dilini ıslat, ardından gelen gölgene söv!
Tenhalarda korkak bir ıslıkla öpüş.
Matarayı da al yanına, artık kullanmam.
Yeleğini çıkart, köstekliyi kır!
Öyle ya zaman zarfında eskir pullar.
Pirinç karyolanla son kez seviş!
Nasılsa üç kuruşa satılır bitpazarında.
Demek gidiyorsun Çelebi!
Parmaklar yorgun gömlekler kırk düğmeli.
Genç Adamın gölgesi yavaş yavaş Aziz'in gölgesinin yanından uzaklaştı. Ne kucaklaştılar ne de vedalaştılar.
Aradan aylar geçmiş, Aziz'in son yazdığı eser raflardaki yerini almıştı.