50 Bin Yıllık Dünya Düzeni Toplumlar ve Hukukları

Stok Kodu:
9786057942517
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
144
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-09
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%25 indirimli
190,00TL
142,50TL
Taksitli fiyat: 9 x 17,42TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786057942517
936731
50 Bin Yıllık Dünya Düzeni
50 Bin Yıllık Dünya Düzeni Toplumlar ve Hukukları
142.50

Devletin ne zaman, nasıl ve daha da önemlisi niçin ortaya çıktığı bitmeyen bir tartışma konusu. Genellikle dünya/insanlık tarihinin kronolojik olarak ele alındığı literatürde, temelleri 18-19. yüzyılda atılan Avrupa/Batı-merkezci paradigmanın dışına da pek çıkılamıyor. Öyle ki, bir yerden sonra radikal eleştiriler bile aslında kendi uygarlıklarının daha önce ya da daha iyi yol kat ettiğini gösterme çabasına dönüşüyor.

Oysa “insanlık tarihi” aslında “evrensel sorunlar”a verilen “yerel” yanıtlardan ibaret. Ve her bir yanıt da yaşam ve üretim biçimine koşut geliştirilen güvenlik ve üretim araçlarının sahipliği çerçevesinde şekillenmiş. Ortak ya da benzer çıkarları olanlar iç ve dış dinamikler arası itip çekmelere göre farklı ölçek ve niteliklerde örgütlenme birim ve biçimleri kurulmuş. Yeni koşullara daha iyi adapte olanlar yükselirken, eski koşulların ürünü olanlarsa zamanla dağılmış.

Dolayısıyla, tüm ilgili değişkenlerin birlikte şekillendirdiği biçimsel farklılıklar bir yana, özü itibariyle farklı -ve dolayısıyla daha üstün ya da aşağı- herhangi bir “uygarlık” olduğunu söylemek zor. Nihayetinde göçer avcı-toplayıcı, çiftçi yerleşik ve kandaş yarı-göçer gibi başlıca yaşam ve üretim biçimlerine göre şekillenip çöken tipolojik örgütlenme biçim ve birimleri söz konusu. Bu çalışmada ilksel örnekleri üzerinden ele alınacağı gibi…

Devletin ne zaman, nasıl ve daha da önemlisi niçin ortaya çıktığı bitmeyen bir tartışma konusu. Genellikle dünya/insanlık tarihinin kronolojik olarak ele alındığı literatürde, temelleri 18-19. yüzyılda atılan Avrupa/Batı-merkezci paradigmanın dışına da pek çıkılamıyor. Öyle ki, bir yerden sonra radikal eleştiriler bile aslında kendi uygarlıklarının daha önce ya da daha iyi yol kat ettiğini gösterme çabasına dönüşüyor.

Oysa “insanlık tarihi” aslında “evrensel sorunlar”a verilen “yerel” yanıtlardan ibaret. Ve her bir yanıt da yaşam ve üretim biçimine koşut geliştirilen güvenlik ve üretim araçlarının sahipliği çerçevesinde şekillenmiş. Ortak ya da benzer çıkarları olanlar iç ve dış dinamikler arası itip çekmelere göre farklı ölçek ve niteliklerde örgütlenme birim ve biçimleri kurulmuş. Yeni koşullara daha iyi adapte olanlar yükselirken, eski koşulların ürünü olanlarsa zamanla dağılmış.

Dolayısıyla, tüm ilgili değişkenlerin birlikte şekillendirdiği biçimsel farklılıklar bir yana, özü itibariyle farklı -ve dolayısıyla daha üstün ya da aşağı- herhangi bir “uygarlık” olduğunu söylemek zor. Nihayetinde göçer avcı-toplayıcı, çiftçi yerleşik ve kandaş yarı-göçer gibi başlıca yaşam ve üretim biçimlerine göre şekillenip çöken tipolojik örgütlenme biçim ve birimleri söz konusu. Bu çalışmada ilksel örnekleri üzerinden ele alınacağı gibi…

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat