Son yıllarda bitkisel ürünlere olan rağbetin artması ve özellikle yaşlıların bitkilerin gücünden yararlanırken kendi tedavileri için reçete edilen ilaçları da kullanması, bitki-ilaç etkileşmelerini gündeme getirmiştir. Hastaların bu ürünleri kullanırken hekimlerine bilgi vermemeleri olası sorunları değerlendirmeyi ve önlem almayı güçleştirmektedir. Sonuç olarak, bitki-ilaç etkileşimlerinin gerçek potansiyeli ancak kullanıldıktan sonra fark edilebilir. Bir dizi bitkisel ürün için potansiyel bitki-ilaç etkileşimleri, klinik olmayan çalışmalardan elde edilmiş sonuçlara dayanmaktadır. Ancak bazı etkileşimler de vaka raporları ve insanlar üzerinde yapılan çalışmalar ile belgelenmiştir. Bitkisel ürünler ile özellikle merkezi sinir sistemi ilaçları, kalp-damar sistemi ilaçları, bağışıklık sistemine etki eden ilaçlar ve onkolojik ilaçlar arasında sık ve ciddi etkileşimlerin olduğu görülmektedir. Bununla beraber bitki-ilaç etkileşimlerinin klinik önemini netleştirmek ve belirlemek için daha fazla kontrollü klinik çalışmalara ihtiyaç vardır.
Son yıllarda bitkisel ürünlere olan rağbetin artması ve özellikle yaşlıların bitkilerin gücünden yararlanırken kendi tedavileri için reçete edilen ilaçları da kullanması, bitki-ilaç etkileşmelerini gündeme getirmiştir. Hastaların bu ürünleri kullanırken hekimlerine bilgi vermemeleri olası sorunları değerlendirmeyi ve önlem almayı güçleştirmektedir. Sonuç olarak, bitki-ilaç etkileşimlerinin gerçek potansiyeli ancak kullanıldıktan sonra fark edilebilir. Bir dizi bitkisel ürün için potansiyel bitki-ilaç etkileşimleri, klinik olmayan çalışmalardan elde edilmiş sonuçlara dayanmaktadır. Ancak bazı etkileşimler de vaka raporları ve insanlar üzerinde yapılan çalışmalar ile belgelenmiştir. Bitkisel ürünler ile özellikle merkezi sinir sistemi ilaçları, kalp-damar sistemi ilaçları, bağışıklık sistemine etki eden ilaçlar ve onkolojik ilaçlar arasında sık ve ciddi etkileşimlerin olduğu görülmektedir. Bununla beraber bitki-ilaç etkileşimlerinin klinik önemini netleştirmek ve belirlemek için daha fazla kontrollü klinik çalışmalara ihtiyaç vardır.