Elinizdeki çalışmada Hz. Peygamber (sas) dönemine yetişmiş olmaları hasebiyle sahâbe kategorisi içinde değerlendirilen, Dört Halife döneminden sonra Emevîler döneminin ilk zamanlarını da idrak etmiş olan dört ismin siyaset ve iktidarla ilişkileri üzerinden farklı bir dönem okuması yapmaya, insanın gelişmelere karşı farklı tutum benimsemesinin dönemsel koşullarla, kendi tercihleriyle ve karakteriyle ilgisine değinmeye çalışacağız.
Çalışmamızın konusu olan Abdullah b. Amr, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Zübeyr ve Abdullah b. Ömer; Abâdile (Abdullahlar) olarak şöhret bulmuş dört âlim… Özellikle fıkıh alanındaki ilmî yetkinlikleriyle tanındıkları için bir arada anıldıklarını söyleyebiliriz. Ama hayatları fıkhî konularda fetva vermekten ibaret değil. Dikkat çeken özelliklerinden biri de bilgi ve aidiyetlerinin kendilerini farklı siyasî tutum içinde bulunmaya sürüklemesidir. Siyasî tercihlerini ve sosyal ilişkilerindeki farklılıkları ilmî yetkinliklerinden ve birikimlerinden bağımsız ve ilgisiz düşünmek mümkün değilse de gelişmelere karşı takındıkları tutumun farklı, hatta birbirlerine karşı savaşan ordularda yer alacak kadar zıt olabildiğini görüyoruz. Önemli siyasî gelişmelere karşı tutumları ve tercihleri üzerinde durup tercihlerinin ilmî miraslarına etkisini onların bu yönlerini çalışanlara bir problem olarak bırakacağız. Öte yandan yaşadıkları siyasî serüvenin ilmî birikimlerine etkisinin olup olmadığı sorusu da akla gelebilecek sorulardan biridir. Burada onların ilmî müktesebatını ve birikimlerini değil insan olarak dönemlerindeki gelişmelere karşı tutumlarını ele almaya çalışacağız.
Elinizdeki çalışmada Hz. Peygamber (sas) dönemine yetişmiş olmaları hasebiyle sahâbe kategorisi içinde değerlendirilen, Dört Halife döneminden sonra Emevîler döneminin ilk zamanlarını da idrak etmiş olan dört ismin siyaset ve iktidarla ilişkileri üzerinden farklı bir dönem okuması yapmaya, insanın gelişmelere karşı farklı tutum benimsemesinin dönemsel koşullarla, kendi tercihleriyle ve karakteriyle ilgisine değinmeye çalışacağız.
Çalışmamızın konusu olan Abdullah b. Amr, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Zübeyr ve Abdullah b. Ömer; Abâdile (Abdullahlar) olarak şöhret bulmuş dört âlim… Özellikle fıkıh alanındaki ilmî yetkinlikleriyle tanındıkları için bir arada anıldıklarını söyleyebiliriz. Ama hayatları fıkhî konularda fetva vermekten ibaret değil. Dikkat çeken özelliklerinden biri de bilgi ve aidiyetlerinin kendilerini farklı siyasî tutum içinde bulunmaya sürüklemesidir. Siyasî tercihlerini ve sosyal ilişkilerindeki farklılıkları ilmî yetkinliklerinden ve birikimlerinden bağımsız ve ilgisiz düşünmek mümkün değilse de gelişmelere karşı takındıkları tutumun farklı, hatta birbirlerine karşı savaşan ordularda yer alacak kadar zıt olabildiğini görüyoruz. Önemli siyasî gelişmelere karşı tutumları ve tercihleri üzerinde durup tercihlerinin ilmî miraslarına etkisini onların bu yönlerini çalışanlara bir problem olarak bırakacağız. Öte yandan yaşadıkları siyasî serüvenin ilmî birikimlerine etkisinin olup olmadığı sorusu da akla gelebilecek sorulardan biridir. Burada onların ilmî müktesebatını ve birikimlerini değil insan olarak dönemlerindeki gelişmelere karşı tutumlarını ele almaya çalışacağız.