Sultan Abdülaziz’in Baş Mabeyincisi “Hafız Mehmed Bey’in Hatıra Defteri”nden kamuoyunun bilgisi yok. Kendi el yazısıyla yazdığı bu defterin ilginç bir hikâyesi var. Bu defterin içeriğini tefrika halinde yayınlayan Akşam gazetesinde şu ifadeler yer alır:
“Hafız Mehmed Bey bu muhtırayı, Antalya’da iken Midhat Paşa’nın muhakemesini tenvir maksadıyla Abdülhamid’e göndermek üzere yazmış fakat korkarak göndermekten sarf-ı nazar etmiştir. Bilahare bunu Yusuf İzzeddin de okumuş ve yine tab edilememiştir.”
“Elimizdeki bu hatırat, Hafız Mehmed Bey’in el yazmasıyla yazılmış büyük kıtada bir parça sararmış eser-i cedid kâğıtlarından mamul bir defterdir. Hafız Mehmed Bey’in gayr-i matbu hatıratını bize tevdi etmiş olan merhumun büyük mahdumu Semih Bey’dir.”
Bu ifadelerden öğrendiğimiz; bunun bir hatırat olmaktan çok, Sultan Abdülaziz’in en yakınında bulunmuş bir başmabeyinci olarak onu intihara götüren nedenlerle sınırlıdır. Tefrika, yerli ve yabancı on dokuz doktorun, Abdülaziz’in cesedini muayeneden sonra verdikleri resmî rapor ile bitiyor olması defterin bu mahiyetini gösterir.
Bu defter nerede? Bu el yazması hatırat nerededir? Akşam Gazetesi arşivinde durmakta mıdır? Yoksa vârisler tarafından iade alınmış mıdır?
Hatıratın el yazması orijinalinin akıbeti hakkında bilgimiz maalesef yoktur. İşin garip tarafı, 15 Mayıs 1927’de başlayan ve 1 Haziran 1927’de biten bu tefrikadan bahsedene de rastlamadım. Hatıratın yayınlandığının ertesi senesi Harf Devrimi olduğundan, bu tefrikanın ve Akşam gazetesine verilen Hafız Mehmed Bey’in el yazması defterin unutulduğu ve büyük bir ihtimalle de kaybolduğu anlaşılıyor. Allah’tan ki gazetenin tefrikası var.
Sultan Abdülaziz’in 14.5 sene hizmetinde bulunmuş bir başmabeyincinin yazdıklarının, tarihçilerin müracaat kaynağını oluşturacak bir belge mahiyetinde olduğundan, bunun gün yüzüne çıkarılmasının tarihî bir sorumluluk olduğu kanaatindeyiz.
Sultan Abdülaziz’in Baş Mabeyincisi “Hafız Mehmed Bey’in Hatıra Defteri”nden kamuoyunun bilgisi yok. Kendi el yazısıyla yazdığı bu defterin ilginç bir hikâyesi var. Bu defterin içeriğini tefrika halinde yayınlayan Akşam gazetesinde şu ifadeler yer alır:
“Hafız Mehmed Bey bu muhtırayı, Antalya’da iken Midhat Paşa’nın muhakemesini tenvir maksadıyla Abdülhamid’e göndermek üzere yazmış fakat korkarak göndermekten sarf-ı nazar etmiştir. Bilahare bunu Yusuf İzzeddin de okumuş ve yine tab edilememiştir.”
“Elimizdeki bu hatırat, Hafız Mehmed Bey’in el yazmasıyla yazılmış büyük kıtada bir parça sararmış eser-i cedid kâğıtlarından mamul bir defterdir. Hafız Mehmed Bey’in gayr-i matbu hatıratını bize tevdi etmiş olan merhumun büyük mahdumu Semih Bey’dir.”
Bu ifadelerden öğrendiğimiz; bunun bir hatırat olmaktan çok, Sultan Abdülaziz’in en yakınında bulunmuş bir başmabeyinci olarak onu intihara götüren nedenlerle sınırlıdır. Tefrika, yerli ve yabancı on dokuz doktorun, Abdülaziz’in cesedini muayeneden sonra verdikleri resmî rapor ile bitiyor olması defterin bu mahiyetini gösterir.
Bu defter nerede? Bu el yazması hatırat nerededir? Akşam Gazetesi arşivinde durmakta mıdır? Yoksa vârisler tarafından iade alınmış mıdır?
Hatıratın el yazması orijinalinin akıbeti hakkında bilgimiz maalesef yoktur. İşin garip tarafı, 15 Mayıs 1927’de başlayan ve 1 Haziran 1927’de biten bu tefrikadan bahsedene de rastlamadım. Hatıratın yayınlandığının ertesi senesi Harf Devrimi olduğundan, bu tefrikanın ve Akşam gazetesine verilen Hafız Mehmed Bey’in el yazması defterin unutulduğu ve büyük bir ihtimalle de kaybolduğu anlaşılıyor. Allah’tan ki gazetenin tefrikası var.
Sultan Abdülaziz’in 14.5 sene hizmetinde bulunmuş bir başmabeyincinin yazdıklarının, tarihçilerin müracaat kaynağını oluşturacak bir belge mahiyetinde olduğundan, bunun gün yüzüne çıkarılmasının tarihî bir sorumluluk olduğu kanaatindeyiz.