Asırlardan beri Osmanlı'da ve günümüz medreselerinde okutulagelen Arap diline dair yazdığı Kâfiye şerhi dolayısıyla Anadolu coğrafyasında Molla Cami adıyla meşhur olan Abdurrahman Câmî'nin hayatı hakkındaki eserlerin sonuncusu, Hamid Algar'ın elinizdeki eseridir.
Bu eser, dilciliğinin yanı sıra Nakşbendiyye Tarîkati'ne müntesib ve Şeyhu'l-Ekber Muhyiddîn İbnü'l-Arabî'nin fikirlerinin tâkipçisi olarak onun Füsûsu'l-hikem isimli eserine iki kez şerh yazmış bir muhakkik sûfî, daha hayatta iken şiirleri dilden dile dîvân ve mesnevileri ülkeden ülkeye dolaşan bir şair, bir takım tahriflere karşı akīdeyi muhafaza için türlü cedellere girmiş ve Fâtih Sultan Mehmed tarafından kelâm, felsefe ve tasavvufun “varlık” anlayışını îzah edecek bir eser yazmakla görevlendirilmiş bir din âlimi ve halktan alınan şerîata muhâlif vergilere karşı idâreciler nezdinde girişimler yaparak birçok hususta halka zulmedilmesini engelleme gayretleri içinde olan sosyal meselelere duyarlı bir entelektüel şeklinde özetlenebilecek olan Abdurrahman Câmî'nin hayâtını, bütün yönleriyle ele almaktadır.
Asırlardan beri Osmanlı'da ve günümüz medreselerinde okutulagelen Arap diline dair yazdığı Kâfiye şerhi dolayısıyla Anadolu coğrafyasında Molla Cami adıyla meşhur olan Abdurrahman Câmî'nin hayatı hakkındaki eserlerin sonuncusu, Hamid Algar'ın elinizdeki eseridir.
Bu eser, dilciliğinin yanı sıra Nakşbendiyye Tarîkati'ne müntesib ve Şeyhu'l-Ekber Muhyiddîn İbnü'l-Arabî'nin fikirlerinin tâkipçisi olarak onun Füsûsu'l-hikem isimli eserine iki kez şerh yazmış bir muhakkik sûfî, daha hayatta iken şiirleri dilden dile dîvân ve mesnevileri ülkeden ülkeye dolaşan bir şair, bir takım tahriflere karşı akīdeyi muhafaza için türlü cedellere girmiş ve Fâtih Sultan Mehmed tarafından kelâm, felsefe ve tasavvufun “varlık” anlayışını îzah edecek bir eser yazmakla görevlendirilmiş bir din âlimi ve halktan alınan şerîata muhâlif vergilere karşı idâreciler nezdinde girişimler yaparak birçok hususta halka zulmedilmesini engelleme gayretleri içinde olan sosyal meselelere duyarlı bir entelektüel şeklinde özetlenebilecek olan Abdurrahman Câmî'nin hayâtını, bütün yönleriyle ele almaktadır.