“Abules; ne şeytan, ne cin yazgıdaşlar! Şeytan ile cin arasında, hem şeytanlara hem de cinlere eşit noktada duran bir yaratık. Kadim Yunânî’ler, Grek metinlerinde onları cinlerle aynı safta tutarak ‘Daimon’ diye adlandırmışlardır. Yine bu metinlerde ilk insanın tözü toprak değil altın olarak geçip münşisi Kronos’tur. Sonra elementlerin çağı başlar. Toprak, ateş, hava, su bu elementlerin yaşamsal döngüsüne çanak tutar. Daimon terimiyle ilk oynayan Herodot’tur. O da Yunânî’dir. Tanrı’yı ‘Theos’ diye tanımlarken, edimlerini göstermede kullanır Daimon’u. Eflatun’a gelinceye kadar bu böyle süregelir.”
“Abules; ne şeytan, ne cin yazgıdaşlar! Şeytan ile cin arasında, hem şeytanlara hem de cinlere eşit noktada duran bir yaratık. Kadim Yunânî’ler, Grek metinlerinde onları cinlerle aynı safta tutarak ‘Daimon’ diye adlandırmışlardır. Yine bu metinlerde ilk insanın tözü toprak değil altın olarak geçip münşisi Kronos’tur. Sonra elementlerin çağı başlar. Toprak, ateş, hava, su bu elementlerin yaşamsal döngüsüne çanak tutar. Daimon terimiyle ilk oynayan Herodot’tur. O da Yunânî’dir. Tanrı’yı ‘Theos’ diye tanımlarken, edimlerini göstermede kullanır Daimon’u. Eflatun’a gelinceye kadar bu böyle süregelir.”