Haziran başından beri, bile isteye inzivaya çekilmişken sizlere yazacağım günü sabırsızlıkla bekledim. 66. sayımızın sıcacık merhabasını kabul buyurursanız güneşin mevsimi ve onun getirdikleri ile evlerinize süzülmeye hazırız efendim.
Şiba’nın patilerinin temposu ve kuşların ezgileri dışında bir sese kulak vermeye niyetli değilken sıra dışı bir şekilde zeytin ağaçlarının dostluğuyla karşılaştım. Neler gördüm, neler duydum!? Kul yeryüzünde plan yaparken Yaradan gökyüzünden gülümsermiş, ne kadar doğru! Önceleri ağaçların arasında sadece yürümek için dolaşırdım ta ki gövdesinin sol üst kısmında yürek şeklinde yumru ile karşıma çıkan şimdilerde “Sevgi” adını verdiğim zeytin ağacını görene kadar. “Dokun bana!“ der gibi seslenen bu eşsiz kalbe gözlerimi kapatarak uzandım. Öğreneceğim çok şey var hissediyorum.
Bu bahçenin sırlarını sayfalarca anlatacak anılarım olsa da yaşadığım olayların başlangıcını Acemi’nin isteği üzerine bir avazda aktardım. Zeytin ağaçları, yeni sayımın tanıtımında esin kaynağım!...
66.sayımızın büyük sürprizi, Hun diyarından ressam István Zsigmond! Hayranlıkla takip ettiğim sevgili István, figürleriniz; telaşları, hüzünleri, mutlulukları, yaşam sevinçleri ve dostlukları ile sayfaların arasında canlanacak gibi duran başka başka Dilekler kadar gerçek. Yapıtlarınızı bize emanet etmeniz Acemi’nin yeni başarısı ve benim için ise tarifsiz onurdur. Şahsınıza ve Macar halkına teşekkür edebilmek adına Seyir Defteri’nde Lale Onay, Budapeşte’yi ve benzersiz şairiniz Atilla Jozsef’i Türk halkına tanıtıyor, yüzyıllardır var olan dostluğumuzu “Barış” ve “Kardeşlik zeytinlerine armağan ediyor.
“Sanat” zeytin, bilgece dökülen kalemlerle beraber emeğe duyduğumuz saygıyı güzelliklerle birleştiriyor. Nurettin Eyibil, Brueghel’ in “Çocuk Oyunları” tablosu ile anılarımıza dokunurken Nurcan Ören, Not Defteri Dedemin Halısı’nı “Arif Erşad” misafir odamıza seriyor.
Sevgili okurlarımız Yazarlık Akademisi Derneği ve Acemi Edebiyat Dergisi iş birliğiyle düzenlenen 8.Öykü Yarışması sonuçlarına göre dereceye giren ilk on yapıtın beşini sunuyoruz: 1.Mustafa Seyfi” Uçurum”, 2.Filiz Karadağ “Yaşayanlarda Yaşar Ölüler”, 3.Elif Özman Şener “Akış”, 4.Rezzan Yalçınkaya “Renkli” Yazarlarımız! “Zafer “zeytin, başarılarınıza kök salıyor.
Ahmet Zeki Yeşil (Necmettin Abiyi Kızdırmayalım), Melis Süreyya (Ne Çabuk Geçmişti Pazar) adlı öykülerinizle satırlarınız ölümsüzlüğe yürürken “Sonsuzluk” zeytinimin minik fideleri cümlelerinizde boy gösteriyor.
Sevgili şairlerimiz, Avni Aslan “Dünyaya Sitem”, Buket Yemişken “Hüzün”, Ferhat Nitin “Geçmiş Yarından Kalan Ağıt”, Hüsnü Zafer Kömürcü “Çiçek Uykusu”, Nurcan Ören “Güle Hasretim”, Semra Aktan “Gönül Yaşı” zeytin bahçesinin iki ağacı “Arılık “ile “Saflık” dizelerinizi duydukları andan itibaren sizleri kardeş ilan ettiler.
Özlem Kalkan “Felsefenin İyileştiren Hâli”, Derya Balcı “Umuda Yolculuk” Tanrıça Athena sizleri çok sevmiş olmalı ki Olimpos’ tan “Bilge “zeytin ile haber salıyor; geleceğimizin aydınlık yolunu hedef gösteriyor ve bahçemizin benzersiz konuğu Nazım, İda Dağı’nın zirvesinden sesleniyor:
“Yani öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı
Yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
Hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil
Ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
Yaşamak yanı ağır bastığından.”
Haziran başından beri, bile isteye inzivaya çekilmişken sizlere yazacağım günü sabırsızlıkla bekledim. 66. sayımızın sıcacık merhabasını kabul buyurursanız güneşin mevsimi ve onun getirdikleri ile evlerinize süzülmeye hazırız efendim.
Şiba’nın patilerinin temposu ve kuşların ezgileri dışında bir sese kulak vermeye niyetli değilken sıra dışı bir şekilde zeytin ağaçlarının dostluğuyla karşılaştım. Neler gördüm, neler duydum!? Kul yeryüzünde plan yaparken Yaradan gökyüzünden gülümsermiş, ne kadar doğru! Önceleri ağaçların arasında sadece yürümek için dolaşırdım ta ki gövdesinin sol üst kısmında yürek şeklinde yumru ile karşıma çıkan şimdilerde “Sevgi” adını verdiğim zeytin ağacını görene kadar. “Dokun bana!“ der gibi seslenen bu eşsiz kalbe gözlerimi kapatarak uzandım. Öğreneceğim çok şey var hissediyorum.
Bu bahçenin sırlarını sayfalarca anlatacak anılarım olsa da yaşadığım olayların başlangıcını Acemi’nin isteği üzerine bir avazda aktardım. Zeytin ağaçları, yeni sayımın tanıtımında esin kaynağım!...
66.sayımızın büyük sürprizi, Hun diyarından ressam István Zsigmond! Hayranlıkla takip ettiğim sevgili István, figürleriniz; telaşları, hüzünleri, mutlulukları, yaşam sevinçleri ve dostlukları ile sayfaların arasında canlanacak gibi duran başka başka Dilekler kadar gerçek. Yapıtlarınızı bize emanet etmeniz Acemi’nin yeni başarısı ve benim için ise tarifsiz onurdur. Şahsınıza ve Macar halkına teşekkür edebilmek adına Seyir Defteri’nde Lale Onay, Budapeşte’yi ve benzersiz şairiniz Atilla Jozsef’i Türk halkına tanıtıyor, yüzyıllardır var olan dostluğumuzu “Barış” ve “Kardeşlik zeytinlerine armağan ediyor.
“Sanat” zeytin, bilgece dökülen kalemlerle beraber emeğe duyduğumuz saygıyı güzelliklerle birleştiriyor. Nurettin Eyibil, Brueghel’ in “Çocuk Oyunları” tablosu ile anılarımıza dokunurken Nurcan Ören, Not Defteri Dedemin Halısı’nı “Arif Erşad” misafir odamıza seriyor.
Sevgili okurlarımız Yazarlık Akademisi Derneği ve Acemi Edebiyat Dergisi iş birliğiyle düzenlenen 8.Öykü Yarışması sonuçlarına göre dereceye giren ilk on yapıtın beşini sunuyoruz: 1.Mustafa Seyfi” Uçurum”, 2.Filiz Karadağ “Yaşayanlarda Yaşar Ölüler”, 3.Elif Özman Şener “Akış”, 4.Rezzan Yalçınkaya “Renkli” Yazarlarımız! “Zafer “zeytin, başarılarınıza kök salıyor.
Ahmet Zeki Yeşil (Necmettin Abiyi Kızdırmayalım), Melis Süreyya (Ne Çabuk Geçmişti Pazar) adlı öykülerinizle satırlarınız ölümsüzlüğe yürürken “Sonsuzluk” zeytinimin minik fideleri cümlelerinizde boy gösteriyor.
Sevgili şairlerimiz, Avni Aslan “Dünyaya Sitem”, Buket Yemişken “Hüzün”, Ferhat Nitin “Geçmiş Yarından Kalan Ağıt”, Hüsnü Zafer Kömürcü “Çiçek Uykusu”, Nurcan Ören “Güle Hasretim”, Semra Aktan “Gönül Yaşı” zeytin bahçesinin iki ağacı “Arılık “ile “Saflık” dizelerinizi duydukları andan itibaren sizleri kardeş ilan ettiler.
Özlem Kalkan “Felsefenin İyileştiren Hâli”, Derya Balcı “Umuda Yolculuk” Tanrıça Athena sizleri çok sevmiş olmalı ki Olimpos’ tan “Bilge “zeytin ile haber salıyor; geleceğimizin aydınlık yolunu hedef gösteriyor ve bahçemizin benzersiz konuğu Nazım, İda Dağı’nın zirvesinden sesleniyor:
“Yani öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı
Yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
Hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil
Ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
Yaşamak yanı ağır bastığından.”