“Ölenler kimin için öldü, yaralananlar kimin için, ne için yaralandı? Onların yaşadıkları kime, neye yarayacak? Keşke kendilerine bu soruları sorabilselerdi, ama çoğu soramadan öldü. Ölmeyenler de bir daha sosyal hayata dönemeyecek biçimde zedelendiler, üzüldüler, korkutuldular, sindirildiler, hisleri çalındı. Artık isteseler de gülemezler, ağlayamazlar, sevemezlerdi.
İşte bu duruma gelmişti o dönemin gençliği. Düzelmesi için aradan yıllar geçecek ve onlara mutlaka uzun süreli rehabilitasyon ve meditasyon uygulanması gerekecekti.”
“Ölenler kimin için öldü, yaralananlar kimin için, ne için yaralandı? Onların yaşadıkları kime, neye yarayacak? Keşke kendilerine bu soruları sorabilselerdi, ama çoğu soramadan öldü. Ölmeyenler de bir daha sosyal hayata dönemeyecek biçimde zedelendiler, üzüldüler, korkutuldular, sindirildiler, hisleri çalındı. Artık isteseler de gülemezler, ağlayamazlar, sevemezlerdi.
İşte bu duruma gelmişti o dönemin gençliği. Düzelmesi için aradan yıllar geçecek ve onlara mutlaka uzun süreli rehabilitasyon ve meditasyon uygulanması gerekecekti.”