Acı Portakal

Stok Kodu:
9786253693817
Boyut:
13x19
Sayfa Sayısı:
216
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025-03
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%30 indirimli
245,00TL
171,50TL
Taksitli fiyat: 9 x 20,96TL
9786253693817
1365615
Acı Portakal
Acı Portakal
171.50

“Zaten hangi erkek asla tek bir cinsiyetçi davranış dahi sergilemediğini iddia edebilirdi ki?”

Acı Portakal, 80’lerin sonunda, dünyanın dört bir yanından gelen devrimci militanların eğitim gördükleri Amsterdam’daki enstitüde yaşanan bir cinsel saldırıyı merkezine alıyor. Bu olaylara tanık olan baba, otuz yıl sonra kızıyla “kadın erkek rollerine, dayatılan kalıplara, siyasete, kadının siyasetteki yerine” değinen konuşmalarda iki kuşağın da görüşlerini karşılıklı süzer. “Dünyayı değiştirme” vaadinde bulunan solcuların dahi şiddete yeterince mesafe koyamadığını vurgulayarak eril kimliği sorgulayan romanda Yiğit Bener, alt metindeki baba-kız ilişkisi üzerinden gerek teknolojik gelişmelerin gerekse siyasete ve toplumsal cinsiyete bakışın ışığında kuşak farkının da izini sürüyor.

Belki masal anlatmaktan vazgeçmeli artık. Zaten erkekler için sahne alma değil, susup köşesine çekilme zamanı geldi sanırım. Öyle olmalı... Biz erkekler yeterince konuştuk, yazdık, yönettik, sonuç ortada! İlle ve hâlâ sözü tekelimizde tutmak için debeleneceğimize, usulca sahneden inmesini bilmeliyiz.

 

“Zaten hangi erkek asla tek bir cinsiyetçi davranış dahi sergilemediğini iddia edebilirdi ki?”

Acı Portakal, 80’lerin sonunda, dünyanın dört bir yanından gelen devrimci militanların eğitim gördükleri Amsterdam’daki enstitüde yaşanan bir cinsel saldırıyı merkezine alıyor. Bu olaylara tanık olan baba, otuz yıl sonra kızıyla “kadın erkek rollerine, dayatılan kalıplara, siyasete, kadının siyasetteki yerine” değinen konuşmalarda iki kuşağın da görüşlerini karşılıklı süzer. “Dünyayı değiştirme” vaadinde bulunan solcuların dahi şiddete yeterince mesafe koyamadığını vurgulayarak eril kimliği sorgulayan romanda Yiğit Bener, alt metindeki baba-kız ilişkisi üzerinden gerek teknolojik gelişmelerin gerekse siyasete ve toplumsal cinsiyete bakışın ışığında kuşak farkının da izini sürüyor.

Belki masal anlatmaktan vazgeçmeli artık. Zaten erkekler için sahne alma değil, susup köşesine çekilme zamanı geldi sanırım. Öyle olmalı... Biz erkekler yeterince konuştuk, yazdık, yönettik, sonuç ortada! İlle ve hâlâ sözü tekelimizde tutmak için debeleneceğimize, usulca sahneden inmesini bilmeliyiz.

 

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat