"Adalet İstiyoruz" ve "Kömür Kasabası Aileleri" pankartları görünüyordu.
“Gerçi bir erkek olarak kadın sorununda ahkâm kesmenin hakkım olmadığını biliyorum.”
“Bedenleri parçalanan Kürt Çocukları ile Emekleri Sömürülen, İç Dünyaları Örselenerek Yorgun Bırakılan Çocukların Kaderleri” başlıklı haber yorum yazısı için savcılar iddianame hazırlanmıştı.
Dilan Kürtçe sormuştu Azad'dan bir haber var mı diye.
"Arkadaşlar, çadır kurmamızı istemiyorlar. Yasak olduğunu söylüyor amir." İşçilerin yuh sesleri arasında haykırdı sendika temsilcisi "Ama biz burada direneceğiz."
Ülkenin dört bir yanından yola çıkanlar Kömür kasabasına anmaya gelmişlerdi.
Madenci mezarlarında ailelerin feryatları duyuluyordu. Yan yana dizilen her bir mezar yüreklere bir çığlık olmuştu. Böylesi kalabalığa asırlık ağaçlar tanıktı yalnızca. Adları kaybolmaya yüz tutmuş eski mezar taşları arasında madenci mezarları adası oluşmuştu. Yan yana, sırt sırta dizilmiş mezarları süsleyen güller, karanfiller, papatyalar hiç solmayacaktı. 301 madencinin doğum tarihleri ayrı bu dünyadan ayrılış tarihleri aynıydı; 13 Mayıs 2014.
Mezar taşlarının üzerinde kesik kesik ağlayan kadınlar, adamlar, ağaçlar, taşlar irkildi Aysel'in “hawar” çığlığına. O anda kardeşi Azad ve Elif’in eşi Ramazan dillendi Aysel’in “hawar”ında.
Acıları tek sözcükte birleşti.
Aysel kaçarak terk ettiği ülkesine şimdi kendisi olarak dönüyordu.
"Adalet İstiyoruz" ve "Kömür Kasabası Aileleri" pankartları görünüyordu.
“Gerçi bir erkek olarak kadın sorununda ahkâm kesmenin hakkım olmadığını biliyorum.”
“Bedenleri parçalanan Kürt Çocukları ile Emekleri Sömürülen, İç Dünyaları Örselenerek Yorgun Bırakılan Çocukların Kaderleri” başlıklı haber yorum yazısı için savcılar iddianame hazırlanmıştı.
Dilan Kürtçe sormuştu Azad'dan bir haber var mı diye.
"Arkadaşlar, çadır kurmamızı istemiyorlar. Yasak olduğunu söylüyor amir." İşçilerin yuh sesleri arasında haykırdı sendika temsilcisi "Ama biz burada direneceğiz."
Ülkenin dört bir yanından yola çıkanlar Kömür kasabasına anmaya gelmişlerdi.
Madenci mezarlarında ailelerin feryatları duyuluyordu. Yan yana dizilen her bir mezar yüreklere bir çığlık olmuştu. Böylesi kalabalığa asırlık ağaçlar tanıktı yalnızca. Adları kaybolmaya yüz tutmuş eski mezar taşları arasında madenci mezarları adası oluşmuştu. Yan yana, sırt sırta dizilmiş mezarları süsleyen güller, karanfiller, papatyalar hiç solmayacaktı. 301 madencinin doğum tarihleri ayrı bu dünyadan ayrılış tarihleri aynıydı; 13 Mayıs 2014.
Mezar taşlarının üzerinde kesik kesik ağlayan kadınlar, adamlar, ağaçlar, taşlar irkildi Aysel'in “hawar” çığlığına. O anda kardeşi Azad ve Elif’in eşi Ramazan dillendi Aysel’in “hawar”ında.
Acıları tek sözcükte birleşti.
Aysel kaçarak terk ettiği ülkesine şimdi kendisi olarak dönüyordu.