‘Hiçbir şey eskisi gibi olmaz’ adlı bu serinin altıncı kitabının sonlarında ‘Tarih makarasını bugünden başlayıp eskilere doğru açmayı deneyelim’, konuyu aynen yazmış ve Acıların Büyüttüğü İnsan adlı kitabımda bu konuyu konuşalım, ben de merak ediyorum, Acaba zaman film makarasını içinde bulunduğumuz zamandan önceye doğru sararken, ne gibi tökezlemeler, ne gibi engeller veya kolaylıklar göreceğiz diye. O kadar karmaşık bir yapı oluştu ki, nasıl ve hangi noktadan bugünkü seviyelere gelinmişse, bugünkü birikimlerden hangisini terk etmek toplumu hangi bilinmedik, beklenmedik çukura düşürür? Siz de merak etmiyor musunuz? Sanıyor musunuz, her şey kendiliğinden ve bir anda oldu, her güzel şey birden ortaya çıktı ve birden bütün toplumları gezindi, baktı ki bütün insanlar bu yeni bakış açısını hazır aldılar, o yeniliği kullanarak toplum yavaş yavaş kendini bulmaya çalıştı. Diyorlar ya işte Şu toplum sanayi devrimini yaşamadığı için içinde bulunduğu geri kalmışlığı atlatamadı, okuyucu da hakikaten sanayi toplumu bir sınıftır bazı insanlara göre yaşanması şart bir basamaktır, bazılarına göre de sırf konuyu bir sebebe dayandırmak için insanların bulduğu bir sığınma noktasıdır. Peki sanayi toplumu sınıfına geçmek için hangi noktadan, hangi noktaya sıçramak için, hangi yeni ders ünitelerini toplumun okuması gerekir. Yani onların okullarında fizik, matematik, biyoloji ve diğer doğa bilimleri başka türlü mü okutuluyor da hemen sanayi toplumuna geçerek, bir zıplama, bir atılım, bir devrim ortaya çıkararak insanlığı daha saygın, daha refah içinde ve daha mutlu bir hayata kavuşturuyor.Acıların büyüttüğü insan adlı bu serinin yedinci kitabında çok güncel meselenin ve gidişatın eleştirel bir fotoğrafını ve çözüm önerilerini merakla ve beğenerek okuyacaksınız. Titiz bir dikkat ve güçlü bir eleştiri, sanırım çok sorunuza cevap bulacaksınız.
‘Hiçbir şey eskisi gibi olmaz’ adlı bu serinin altıncı kitabının sonlarında ‘Tarih makarasını bugünden başlayıp eskilere doğru açmayı deneyelim’, konuyu aynen yazmış ve Acıların Büyüttüğü İnsan adlı kitabımda bu konuyu konuşalım, ben de merak ediyorum, Acaba zaman film makarasını içinde bulunduğumuz zamandan önceye doğru sararken, ne gibi tökezlemeler, ne gibi engeller veya kolaylıklar göreceğiz diye. O kadar karmaşık bir yapı oluştu ki, nasıl ve hangi noktadan bugünkü seviyelere gelinmişse, bugünkü birikimlerden hangisini terk etmek toplumu hangi bilinmedik, beklenmedik çukura düşürür? Siz de merak etmiyor musunuz? Sanıyor musunuz, her şey kendiliğinden ve bir anda oldu, her güzel şey birden ortaya çıktı ve birden bütün toplumları gezindi, baktı ki bütün insanlar bu yeni bakış açısını hazır aldılar, o yeniliği kullanarak toplum yavaş yavaş kendini bulmaya çalıştı. Diyorlar ya işte Şu toplum sanayi devrimini yaşamadığı için içinde bulunduğu geri kalmışlığı atlatamadı, okuyucu da hakikaten sanayi toplumu bir sınıftır bazı insanlara göre yaşanması şart bir basamaktır, bazılarına göre de sırf konuyu bir sebebe dayandırmak için insanların bulduğu bir sığınma noktasıdır. Peki sanayi toplumu sınıfına geçmek için hangi noktadan, hangi noktaya sıçramak için, hangi yeni ders ünitelerini toplumun okuması gerekir. Yani onların okullarında fizik, matematik, biyoloji ve diğer doğa bilimleri başka türlü mü okutuluyor da hemen sanayi toplumuna geçerek, bir zıplama, bir atılım, bir devrim ortaya çıkararak insanlığı daha saygın, daha refah içinde ve daha mutlu bir hayata kavuşturuyor.Acıların büyüttüğü insan adlı bu serinin yedinci kitabında çok güncel meselenin ve gidişatın eleştirel bir fotoğrafını ve çözüm önerilerini merakla ve beğenerek okuyacaksınız. Titiz bir dikkat ve güçlü bir eleştiri, sanırım çok sorunuza cevap bulacaksınız.