“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvâya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Mâide: 5/8)
İslam’da adalet hayatın her alanında tezahür etmelidir. Savaşta, barışta, nimetlerin paylaşımında, ölçü ve tartıda, verilen sözlerde, iş hayatında ve ücrette, çocuklar arasındaki sevgi ve mal paylaşımında, eşimize, komşularımıza, kısaca her daim her yerde adalet. Öyle ki İslam ibadette dahi adaleti tavsiye ediyor. Nefsimizin ve bedenimizin bizde hakkı olduğunu beyan ediyor.
Hülasa adalet, kâinatın düzeni, bir devletin bekası, ailenin ve toplumun huzuru, dünyanın saadeti, müminlerin ise ahirette huzur ve mutluluğudur.
“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvâya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Mâide: 5/8)
İslam’da adalet hayatın her alanında tezahür etmelidir. Savaşta, barışta, nimetlerin paylaşımında, ölçü ve tartıda, verilen sözlerde, iş hayatında ve ücrette, çocuklar arasındaki sevgi ve mal paylaşımında, eşimize, komşularımıza, kısaca her daim her yerde adalet. Öyle ki İslam ibadette dahi adaleti tavsiye ediyor. Nefsimizin ve bedenimizin bizde hakkı olduğunu beyan ediyor.
Hülasa adalet, kâinatın düzeni, bir devletin bekası, ailenin ve toplumun huzuru, dünyanın saadeti, müminlerin ise ahirette huzur ve mutluluğudur.