Elbette bir gün bu sessiz boyun eğiş dünyayı sarsacak bir fırtınaya dönüşecek. Sessizlik ne kadar derinse kasırga o kadar güçlü olacak. Çünkü biz, bir avuç askerle, yüz binleri bulan Çin ordusuna karşı çıkan ve “Ben bu kadar Çinliyi nereye gömerim?” diyen, Mete Han’ın torunlarıyız. Çünkü biz, Bizans İmparatorluğunu haritalardan silen, yeni bir çağ açan, o güzel, genç komutanın, Fatih Sultan Mehmet’in torunlarıyız. Çünkü biz, Viyana surlarında kılıçlarını bileyen, Avrupa’yı titreten Akıncıların torunlarıyız. Çünkü biz, Plevne’de destan yazan ve yaptığı savunma taktikleri ile askeri okullarda ders kitaplarında yer alan Gazi Osman Paşa’nın torunlarıyız. Çünkü biz, yedi düvele meydan okuyan ve onları dize getiren, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün torunlarıyız. Çünkü biz, kanımızın son damlasına kadar Türk’üz, Türk olarak öleceğiz. Ne mutlu Türk’üm diyene!
Elbette bir gün bu sessiz boyun eğiş dünyayı sarsacak bir fırtınaya dönüşecek. Sessizlik ne kadar derinse kasırga o kadar güçlü olacak. Çünkü biz, bir avuç askerle, yüz binleri bulan Çin ordusuna karşı çıkan ve “Ben bu kadar Çinliyi nereye gömerim?” diyen, Mete Han’ın torunlarıyız. Çünkü biz, Bizans İmparatorluğunu haritalardan silen, yeni bir çağ açan, o güzel, genç komutanın, Fatih Sultan Mehmet’in torunlarıyız. Çünkü biz, Viyana surlarında kılıçlarını bileyen, Avrupa’yı titreten Akıncıların torunlarıyız. Çünkü biz, Plevne’de destan yazan ve yaptığı savunma taktikleri ile askeri okullarda ders kitaplarında yer alan Gazi Osman Paşa’nın torunlarıyız. Çünkü biz, yedi düvele meydan okuyan ve onları dize getiren, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün torunlarıyız. Çünkü biz, kanımızın son damlasına kadar Türk’üz, Türk olarak öleceğiz. Ne mutlu Türk’üm diyene!