Eski Çağ’dan günümüze kadar gizemini koruyan en önemli tarihsel olaylardan biri de, Tufan olayı ve Hz. Nuh’un yapmış olduğu geminin içindekiler ile birlikte nerede karaya oturduğu konusudur. Konunun hemen her çağda öneminden hiçbir şey kaybetmeden güncelliğini korumasında, Hz. Nuh Tufanı’nın üç büyük dini temsil eden kutsal kitaplardan Tevrat, İncil ve Kuran’ı Kerim’de anlatılmış olmasıdır.
Hz. Nuh’un Gemisi’nin Ağrı Dağı veya yakın çevresinde bulunduğu inancı, Doğu ve Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayan insanların yazdığı öykü ve söylencelerin yanı sıra, mani ve şiirlere de konu olmuştur. Ağrı Dağı, Tufan ve Hz. Nuh’un yapmış olduğu gemi konusunda yalnızca Anadolu’da değil, Ermenistan, Rusya, İran, Nahçıvan ve Azerbaycan’da da çok sayıda mani ve şiir yazılmıştır. Ancak, mani ve şiirlerin % 90’ı Anadolu coğrafyasında yazılmıştır. Yazılan mani ve şiirlerin şimdilik en eskisi de, 1840 yılında Azerbaycanlı halk şairlerinden Kızılvenkli Aşık Ali’nin (1801-1911) kaleme almış olduğu “Ağrı Dağı” şiiridir.
Eski Çağ’dan günümüze kadar gizemini koruyan en önemli tarihsel olaylardan biri de, Tufan olayı ve Hz. Nuh’un yapmış olduğu geminin içindekiler ile birlikte nerede karaya oturduğu konusudur. Konunun hemen her çağda öneminden hiçbir şey kaybetmeden güncelliğini korumasında, Hz. Nuh Tufanı’nın üç büyük dini temsil eden kutsal kitaplardan Tevrat, İncil ve Kuran’ı Kerim’de anlatılmış olmasıdır.
Hz. Nuh’un Gemisi’nin Ağrı Dağı veya yakın çevresinde bulunduğu inancı, Doğu ve Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayan insanların yazdığı öykü ve söylencelerin yanı sıra, mani ve şiirlere de konu olmuştur. Ağrı Dağı, Tufan ve Hz. Nuh’un yapmış olduğu gemi konusunda yalnızca Anadolu’da değil, Ermenistan, Rusya, İran, Nahçıvan ve Azerbaycan’da da çok sayıda mani ve şiir yazılmıştır. Ancak, mani ve şiirlerin % 90’ı Anadolu coğrafyasında yazılmıştır. Yazılan mani ve şiirlerin şimdilik en eskisi de, 1840 yılında Azerbaycanlı halk şairlerinden Kızılvenkli Aşık Ali’nin (1801-1911) kaleme almış olduğu “Ağrı Dağı” şiiridir.