Anadolu Selçukluları devrinin en güçlü ve çok yönlü fikir ve aksiyon adamlarından biri olan Ahî Evren (Şeyh Nasîrüddin Mahmûd), Ahî teşkilâtının kurucusu olarak da bilinmektedir. Onun şahsiyeti, ilmî ve fikrî yönü asırlarca meçhul kaldığı gibi eserleri de hayatı ile birlikte tarihin karanlıklarında unutulmaya mahkûm edilmiştir. Bunun en önemli sebebi Anadolu’da uzun süre devam eden Moğol iktidarının yarattığı ve sürdürdüğü ağır siyasi ve fikrî baskıdır.
Bu eser Ahî Evren’in, “Tebsıratü’l-mübtedî ve tezkiretü’l-müntehî” adlı eserinin tercümesidir. Asırlardan beridir muhtelif ilim adamlarına mâl edilen bu eser, yedi asırdır Anadolu’daki tekke ve zâviyelerde en çok okunan ve tanınan bir eser olmuştur. Tasavvufi dünya görüşünü çok özlü bir şekilde ve basite indirgeyerek sunan bir eserdir. Bu özelliği ile hacimce küçük fakat muhtevaca doyurucudur. Daha çok kısa adı olan “Tebsıra” diye tanınmıştır. Ahî Evren’in bu eserinin tercüme edilerek yayımlanması ile Ahî Evren de ilk kez eserleri ile tanıtılmış olacaktır.
Anadolu Selçukluları devrinin en güçlü ve çok yönlü fikir ve aksiyon adamlarından biri olan Ahî Evren (Şeyh Nasîrüddin Mahmûd), Ahî teşkilâtının kurucusu olarak da bilinmektedir. Onun şahsiyeti, ilmî ve fikrî yönü asırlarca meçhul kaldığı gibi eserleri de hayatı ile birlikte tarihin karanlıklarında unutulmaya mahkûm edilmiştir. Bunun en önemli sebebi Anadolu’da uzun süre devam eden Moğol iktidarının yarattığı ve sürdürdüğü ağır siyasi ve fikrî baskıdır.
Bu eser Ahî Evren’in, “Tebsıratü’l-mübtedî ve tezkiretü’l-müntehî” adlı eserinin tercümesidir. Asırlardan beridir muhtelif ilim adamlarına mâl edilen bu eser, yedi asırdır Anadolu’daki tekke ve zâviyelerde en çok okunan ve tanınan bir eser olmuştur. Tasavvufi dünya görüşünü çok özlü bir şekilde ve basite indirgeyerek sunan bir eserdir. Bu özelliği ile hacimce küçük fakat muhtevaca doyurucudur. Daha çok kısa adı olan “Tebsıra” diye tanınmıştır. Ahî Evren’in bu eserinin tercüme edilerek yayımlanması ile Ahî Evren de ilk kez eserleri ile tanıtılmış olacaktır.