Hasan Ayık’ın beşinci kitabı, Ahlak Sorunumuz adıyla Önce Kitap Yayınları arasında çıktı. “Yalnız akıllı ve özgür irade sahibi insanın, dışarıdan hiçbir baskı olmadan kendi iç dünyasında kurabileceği ahlak, insan davranışlarına değer katması nedeniyle onun kalitesini göstermektedir.” cümlesiyle “giriş” yazısı açılan Ahlak Sorunumuz, insanın evrensel değerine yöneltiyor dikkatimizi yeniden. Evrensel bir değere yeniden dönmek, insanın evrensel sorunuyla da yüzleşmek bir bakıma: Sorun, Ahlak Sorunumuz…
Bunca dinin, filozofun, ilahiyatçının, kuramın gündemindeyken ahlak, insanın ahlak sorunuyla süregelen boğuşması şaşırtıcı olsa gerek.
İlahiyatçı akademiysen Hasan Ayık’ın yeni kitabı, ne ayrıntılara boğulmuş kuramsal bir kitap ne de özetlenecek bir ders kitabı. Ahlak Sorunumuz için zengin bilgi birikiminin, modern dünyanın karmaşasında sorunlarla yüzleşen ve ahlakî değer yitimine uğrayan her bir insanın mütevazı bir el kitabı dense yeridir. Birbirinden ayrı yazılardan oluşan kitap, bütünüyle okunduğunda içselleştirilmiş ilahiyat bilgisinin, tarihselden güncele aktarılış biçimindeki kurgu düzeni ile tekmil bir kitap bütünlüğüyle de duruyor okur karşında.
Kitabında, “Ahlak Nedir?” yazısıyla konuya kavramsal çerçevede bir derinlik kazandıran Hasan Ayık, “İslam Dünyası ve Ahlakî Tavır” yazısı ve “Osmanlı’dan Bize kalan Miras” yazısıyla sorunun geçmişteki boyutu irdelerken “ Modern Dünyanın Ahlak Krizi” başlığında çağdaş insanın ahlakî alandaki değer yitimiyle yüz yüze getiriyor okurunu. “Kabul etmek gerekir ki, insanlar din ve kutsal adına ortaya konulan içi boş samimiyet gösterilerinden ve ikiyüzlü tavırlardan çok çekmiştir. Denilebilir ki, din ve kutsal adına iş yaptığını söyleyenlerin ikiyüzlü ve riyakâr tavırları, dini değerleri bitirmiş, bu değerlerin temelinde bulunan kutsalı öldürmüştür.” eleştirisinin ardından Ahlak Sorunumuz kitabının başat gündeminin “Evrensel İslam Ahlakı Nedir” ve “Allah’ın Ahlakı ile Ahlaklanmak Nasıl Olmaktadır” soruları, yeni baştan kendini ve toplumsal yaşamı sorgulamalara yöneltiyor her bir okuru. Yazarının deyişiyle “ahlaki değerlerin meşrebi ve mezhebi yok” ise hiç birimiz geri duramayız bu ahlakî sorgulama çabasından.
Ahlak Sorunumuz, her seviyenden okurun okuyabileceği ve okuması gereken bir kitap. Kitabın, teferruata boğulmamış anlaşılır dili, onun okunabilirliğini gösteriyor. Türlü nedenlerle erdemsizliğe yenik düşse de insanlar, onların “temiz fıtratları, samimi gülücükleri, parlayan gözleri ile hayata ışık saçan çocuklarını erdemsiz bir hayatın içine atmak istemez” oluşları gerekli kılıyor kitabı okumayı. Belleklerimizde özlemle yer etmiş erdemli toplum, yolu güzel ahlaktan geçen bir dünyadır, diyenlerin kitabıdır elimizdeki.
Hasan Ayık’ın beşinci kitabı, Ahlak Sorunumuz adıyla Önce Kitap Yayınları arasında çıktı. “Yalnız akıllı ve özgür irade sahibi insanın, dışarıdan hiçbir baskı olmadan kendi iç dünyasında kurabileceği ahlak, insan davranışlarına değer katması nedeniyle onun kalitesini göstermektedir.” cümlesiyle “giriş” yazısı açılan Ahlak Sorunumuz, insanın evrensel değerine yöneltiyor dikkatimizi yeniden. Evrensel bir değere yeniden dönmek, insanın evrensel sorunuyla da yüzleşmek bir bakıma: Sorun, Ahlak Sorunumuz…
Bunca dinin, filozofun, ilahiyatçının, kuramın gündemindeyken ahlak, insanın ahlak sorunuyla süregelen boğuşması şaşırtıcı olsa gerek.
İlahiyatçı akademiysen Hasan Ayık’ın yeni kitabı, ne ayrıntılara boğulmuş kuramsal bir kitap ne de özetlenecek bir ders kitabı. Ahlak Sorunumuz için zengin bilgi birikiminin, modern dünyanın karmaşasında sorunlarla yüzleşen ve ahlakî değer yitimine uğrayan her bir insanın mütevazı bir el kitabı dense yeridir. Birbirinden ayrı yazılardan oluşan kitap, bütünüyle okunduğunda içselleştirilmiş ilahiyat bilgisinin, tarihselden güncele aktarılış biçimindeki kurgu düzeni ile tekmil bir kitap bütünlüğüyle de duruyor okur karşında.
Kitabında, “Ahlak Nedir?” yazısıyla konuya kavramsal çerçevede bir derinlik kazandıran Hasan Ayık, “İslam Dünyası ve Ahlakî Tavır” yazısı ve “Osmanlı’dan Bize kalan Miras” yazısıyla sorunun geçmişteki boyutu irdelerken “ Modern Dünyanın Ahlak Krizi” başlığında çağdaş insanın ahlakî alandaki değer yitimiyle yüz yüze getiriyor okurunu. “Kabul etmek gerekir ki, insanlar din ve kutsal adına ortaya konulan içi boş samimiyet gösterilerinden ve ikiyüzlü tavırlardan çok çekmiştir. Denilebilir ki, din ve kutsal adına iş yaptığını söyleyenlerin ikiyüzlü ve riyakâr tavırları, dini değerleri bitirmiş, bu değerlerin temelinde bulunan kutsalı öldürmüştür.” eleştirisinin ardından Ahlak Sorunumuz kitabının başat gündeminin “Evrensel İslam Ahlakı Nedir” ve “Allah’ın Ahlakı ile Ahlaklanmak Nasıl Olmaktadır” soruları, yeni baştan kendini ve toplumsal yaşamı sorgulamalara yöneltiyor her bir okuru. Yazarının deyişiyle “ahlaki değerlerin meşrebi ve mezhebi yok” ise hiç birimiz geri duramayız bu ahlakî sorgulama çabasından.
Ahlak Sorunumuz, her seviyenden okurun okuyabileceği ve okuması gereken bir kitap. Kitabın, teferruata boğulmamış anlaşılır dili, onun okunabilirliğini gösteriyor. Türlü nedenlerle erdemsizliğe yenik düşse de insanlar, onların “temiz fıtratları, samimi gülücükleri, parlayan gözleri ile hayata ışık saçan çocuklarını erdemsiz bir hayatın içine atmak istemez” oluşları gerekli kılıyor kitabı okumayı. Belleklerimizde özlemle yer etmiş erdemli toplum, yolu güzel ahlaktan geçen bir dünyadır, diyenlerin kitabıdır elimizdeki.