“N’olur biraz kendimle meşgul olabilsem. Aslında fena adam değilim; fakat çok hırpalandım, çok sarsıldım, çok ihmal edildim, hor görüldüm.” (Günlükler’den)
Bir medeniyetin romancısı diyebileceğimiz Ahmet Hamdi Tanpınar, yüceltilmiş bir aşk etrafında o medeniyetin tüm unsurlarını bir araya getirir. Cehennem ve Cennet bir aradadır adeta onun eserlerinde. İblis’in iş başında olduğu alt katta tam bir kaos hüküm sürerken üst katta, her an yeniden çiçeklenen bir bahar açmaktadır. Alt kat, “Suat”lar (Huzur), “Muhtar”ların (Sahnenin Dışındakiler) katıdır. Üst katta Neyzen Emin Dede gibi büyük şahsiyetleri buluruz. Onların temsil ettiği “aşk”ı ve sonsuz açılımlar dünyasını.. Mümtaz (Huzur), bu ikisinin arasında gider gelir.
“N’olur biraz kendimle meşgul olabilsem. Aslında fena adam değilim; fakat çok hırpalandım, çok sarsıldım, çok ihmal edildim, hor görüldüm.” (Günlükler’den)
Bir medeniyetin romancısı diyebileceğimiz Ahmet Hamdi Tanpınar, yüceltilmiş bir aşk etrafında o medeniyetin tüm unsurlarını bir araya getirir. Cehennem ve Cennet bir aradadır adeta onun eserlerinde. İblis’in iş başında olduğu alt katta tam bir kaos hüküm sürerken üst katta, her an yeniden çiçeklenen bir bahar açmaktadır. Alt kat, “Suat”lar (Huzur), “Muhtar”ların (Sahnenin Dışındakiler) katıdır. Üst katta Neyzen Emin Dede gibi büyük şahsiyetleri buluruz. Onların temsil ettiği “aşk”ı ve sonsuz açılımlar dünyasını.. Mümtaz (Huzur), bu ikisinin arasında gider gelir.