Sinemamızın, 60’lı yıllarda bol bol ürettiği aile filmleriyle ilgili olarak film yapımcılarının ilginç bir savunması ve söylemi vardı: “bir erkek sinemaya tek başına gider, bir kadın bütün mahalleyi götürür.” Neşe Kaplan, elinizdeki çalışmasıyla, bu basit saptamayı kapsamlı bir sosyolojik araştırmaya dönüştürüyor ve sıkıcı olmadan, Türk sinemasının izleyicisiyle en sıcak ilişki kurduğu döneme ışık tutuyor. Atıf Yılmaz Sinema, toplumla ilişkisi çift yönlü olan bir araçtır. Bir ayna işlevi görüp, toplumu yansıtırken, bir yandan da onu yönlendirmektedir. Neşe Kaplan, bu özelliğini göz önünde tutarak, Türk toplumunun 60’lı yıllarda çekilen aile filmlerini irdeliyor kitabında. Dolayısıyla o dönemin aile yapısını, ailenin toplum içindeki önemini de ele alıyor.
Sinemamızın, 60’lı yıllarda bol bol ürettiği aile filmleriyle ilgili olarak film yapımcılarının ilginç bir savunması ve söylemi vardı: “bir erkek sinemaya tek başına gider, bir kadın bütün mahalleyi götürür.” Neşe Kaplan, elinizdeki çalışmasıyla, bu basit saptamayı kapsamlı bir sosyolojik araştırmaya dönüştürüyor ve sıkıcı olmadan, Türk sinemasının izleyicisiyle en sıcak ilişki kurduğu döneme ışık tutuyor. Atıf Yılmaz Sinema, toplumla ilişkisi çift yönlü olan bir araçtır. Bir ayna işlevi görüp, toplumu yansıtırken, bir yandan da onu yönlendirmektedir. Neşe Kaplan, bu özelliğini göz önünde tutarak, Türk toplumunun 60’lı yıllarda çekilen aile filmlerini irdeliyor kitabında. Dolayısıyla o dönemin aile yapısını, ailenin toplum içindeki önemini de ele alıyor.