Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun uygulama şartları adı altında 6284 sayılı Kanun'a ışık tutan İstanbul Sözleşmesi de dikkate alınarak hem ulusal hem de uluslararası açıdan şiddet kavramı, şiddet çeşitleri, kanun kapsamında korunan kişiler ele alınmıştır. 20 Mart 2021 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile İstanbul Sözleşmesi'nin Türkiye bakımından feshedilmesine karar verilmiştir. Ülkemiz şuan İstanbul Sözleşmesi'nin tarafı olmasa da ülkemizin İstanbul Sözleşmesi'ni ilk imzalayan devlet olduğu ve sözleşmenin 6284 sayılı Kanunun en önemli çıkış noktası olduğu göz ardı edilmemelidir. Kanun uygulayıcılarının da 6284 sayılı Kanunun uygulanılması aşamasında kanunun eksik kalan ve yoruma ihtiyaç duyulan kısımlarında İstanbul Sözleşmesi'nden faydalanması ve yol gösterici olarak kullanması yerinde olacaktır. Ülkemizin artık sözleşmenin tarafı olmaması, sözleşme ile hedeflenen amaç doğrultusunda hareket edilmeyeceği anlamına gelmemektedir. Aksine yaşama hakkının korunmasının olmazsa olmaz bir hak olduğu düşüncesi ile kanun uygulayıcısının verdiği kararlarda daha titiz davranması ve bu doğrultuda elinden geleni yapması elzem bir davranıştır. Hakim, mülki amir ve kolluk amiri tarafından karar verilebilecek koruyucu ve önleyici tedbirler, ihbar, şikayet, itiraz, zorlama hapsi ve ŞÖNİM hakkında bilgi verilmiştir. Uygulanmada karşılaşılan ve karşılaşılma ihtimali bulunan sorunlar ve çözüm önerileri, uygulamada yaşanılan örnek olaylar ışığında incelenmiştir. Ayrıca sorunların çözümü için uygulamada ve yasal düzenlemelerde yapılması gerekenlere değinilmiştir.
Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun uygulama şartları adı altında 6284 sayılı Kanun'a ışık tutan İstanbul Sözleşmesi de dikkate alınarak hem ulusal hem de uluslararası açıdan şiddet kavramı, şiddet çeşitleri, kanun kapsamında korunan kişiler ele alınmıştır. 20 Mart 2021 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile İstanbul Sözleşmesi'nin Türkiye bakımından feshedilmesine karar verilmiştir. Ülkemiz şuan İstanbul Sözleşmesi'nin tarafı olmasa da ülkemizin İstanbul Sözleşmesi'ni ilk imzalayan devlet olduğu ve sözleşmenin 6284 sayılı Kanunun en önemli çıkış noktası olduğu göz ardı edilmemelidir. Kanun uygulayıcılarının da 6284 sayılı Kanunun uygulanılması aşamasında kanunun eksik kalan ve yoruma ihtiyaç duyulan kısımlarında İstanbul Sözleşmesi'nden faydalanması ve yol gösterici olarak kullanması yerinde olacaktır. Ülkemizin artık sözleşmenin tarafı olmaması, sözleşme ile hedeflenen amaç doğrultusunda hareket edilmeyeceği anlamına gelmemektedir. Aksine yaşama hakkının korunmasının olmazsa olmaz bir hak olduğu düşüncesi ile kanun uygulayıcısının verdiği kararlarda daha titiz davranması ve bu doğrultuda elinden geleni yapması elzem bir davranıştır. Hakim, mülki amir ve kolluk amiri tarafından karar verilebilecek koruyucu ve önleyici tedbirler, ihbar, şikayet, itiraz, zorlama hapsi ve ŞÖNİM hakkında bilgi verilmiştir. Uygulanmada karşılaşılan ve karşılaşılma ihtimali bulunan sorunlar ve çözüm önerileri, uygulamada yaşanılan örnek olaylar ışığında incelenmiştir. Ayrıca sorunların çözümü için uygulamada ve yasal düzenlemelerde yapılması gerekenlere değinilmiştir.