Akıl Deliği: Anadipsi

Stok Kodu:
9786052036037
Boyut:
13x19
Sayfa Sayısı:
64
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-09
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%20 indirimli
150,00TL
120,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 14,67TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786052036037
1094032
Akıl Deliği: Anadipsi
Akıl Deliği: Anadipsi
120.00

“Kabuğundan soyunur. Sertliğinden kurtulur. Yumuşarken iyileşir et, kabarır.”

Bir yara insana ne söyler? Bedeni insana ne söyler? Bugüne kadar öğrenegeldiği herşeye, özne kurulumunun beraberinde getirdiği tüm ‘bireysellik' ve ‘tekrar' dayatmalarına rağmen bedeniyle söyleşme, ona bakma, onu anlama, onun duyumsamalarını ciddiye alma, bilmediği, hiç öğrenemediği bir dilin izini sürme mücadelesine girişmiş bir varoluşun tuttuğu kayıt Anadipsi. Söylem alanının, plastik benlik sunumlarının, klişeleşmiş yargıların periferinde dolaşma cüretini gösterdiğimizde beden ile benlik arasındaki sözde ilişkiden geriye ne kalıyor? Ya da hem fallus hem de logos merkezci cinsel ekonomilerin çoğunlukla söylem aracılığıyla içselleştirdiği beden ve haz politikalarını aşındırmak, kendi ötekiliğini el yordamıyla da olsa deneyimlemeye çalışmak ne ölçüde imkân dahilinde? Ben diyegeldiğimiz yabancı ile tanışmak olası mı? Bir aklın deliliğinden söz ettiğimizde bu iki kelime ile hangi yaşamsal deneyimi aktarmaya çalışıyoruz? Ya da delilik kelimesi, bu kelimeye ‘güya/sözde” karşılık gelen hangi deneyimin, hangi duyumsamanın ikâmesi? Anadipsi, bedeniyle, bu bedenin dünyadaki her türlü deneyim ve duyumsama hali ile yazı arasındaki zorlu yüzleşmeyi göze almış bir varoluşun anlatısı.

Bugün deneysel metinler ile pek sık karşılaşmıyoruz; ancak aynı zamanda da tam da bu tür metinlere gereksindiğimiz bir zamandan geçiyoruz. Beden ve benlik ile kurduğumuz ilişkide yara, acı, hafıza, anne-çocuk ilişkisinin az çok gizemli dinamikleri gibi alanlarda geziniyor Anadipsi. Günlük yaşamın türlü trajedisinin ‘ben'in kendisi ile kurduğu ilişkideki yerini sorguluyor. Şiirsel olmaktan uzak; ancak şiiri olan cesur bir metin.

“Kabuğundan soyunur. Sertliğinden kurtulur. Yumuşarken iyileşir et, kabarır.”

Bir yara insana ne söyler? Bedeni insana ne söyler? Bugüne kadar öğrenegeldiği herşeye, özne kurulumunun beraberinde getirdiği tüm ‘bireysellik' ve ‘tekrar' dayatmalarına rağmen bedeniyle söyleşme, ona bakma, onu anlama, onun duyumsamalarını ciddiye alma, bilmediği, hiç öğrenemediği bir dilin izini sürme mücadelesine girişmiş bir varoluşun tuttuğu kayıt Anadipsi. Söylem alanının, plastik benlik sunumlarının, klişeleşmiş yargıların periferinde dolaşma cüretini gösterdiğimizde beden ile benlik arasındaki sözde ilişkiden geriye ne kalıyor? Ya da hem fallus hem de logos merkezci cinsel ekonomilerin çoğunlukla söylem aracılığıyla içselleştirdiği beden ve haz politikalarını aşındırmak, kendi ötekiliğini el yordamıyla da olsa deneyimlemeye çalışmak ne ölçüde imkân dahilinde? Ben diyegeldiğimiz yabancı ile tanışmak olası mı? Bir aklın deliliğinden söz ettiğimizde bu iki kelime ile hangi yaşamsal deneyimi aktarmaya çalışıyoruz? Ya da delilik kelimesi, bu kelimeye ‘güya/sözde” karşılık gelen hangi deneyimin, hangi duyumsamanın ikâmesi? Anadipsi, bedeniyle, bu bedenin dünyadaki her türlü deneyim ve duyumsama hali ile yazı arasındaki zorlu yüzleşmeyi göze almış bir varoluşun anlatısı.

Bugün deneysel metinler ile pek sık karşılaşmıyoruz; ancak aynı zamanda da tam da bu tür metinlere gereksindiğimiz bir zamandan geçiyoruz. Beden ve benlik ile kurduğumuz ilişkide yara, acı, hafıza, anne-çocuk ilişkisinin az çok gizemli dinamikleri gibi alanlarda geziniyor Anadipsi. Günlük yaşamın türlü trajedisinin ‘ben'in kendisi ile kurduğu ilişkideki yerini sorguluyor. Şiirsel olmaktan uzak; ancak şiiri olan cesur bir metin.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat