Akis Dergisi serisinin üçüncü cildi, derginin 27 Mayıs’ı takip eden altı ayda yayınlanan sayılarını inceliyor. Cemil Koçak bu ciltte Türk demokrasi tarihinin üzerinde vurguyla durulması gereken bu askerî darbenin zihniyet dünyasını, dönemin belki de en muhkem yayın organı üzerinden okuyor. Yassıada yargılamalarını anbean takip eden Akis’in ayrıntılı tasvirleri yakın tarihin söz konusu kritik meselesi için yeni bir başvuru eseri.
Menderes ve Demokrat Parti döneminin son aylarında kapatılan dergi, 27 Mayıs’tan birkaç gün sonra -elbette intikam hırsıyla- tekrar yayına başlamış ve ilk sayısında okurlarını ihtilalin nasıl ve kimler tarafından gerçekleştirildiği ve hangi amaca hizmet ettiği hususunda bilgilendirmiştir. Bu açıdan Akis kamuoyunda bu “nazik ihtilali” anlatan ve onun meşruiyet zeminini oluşturan en önemli unsurlardan biriydi. Derginin, ihtilalin üzerinden henüz birkaç gün geçmeden ve ancak ihtilali planlayanların bilebileceği ayrıntılara vâkıf olması epey düşündürücüdür ve tesadüfle izahı zordur.
Bu dönemde Akis artık muhalefetin değil, iktidarın sesidir. İhtilal sonrasında yüz elli binlere ulaşan tirajıyla halkın ve siyasetçilerin hadiselere bakışını kendi pozisyonuna göre şekillendiren dergi, tarih kitaplarında DP iktidarının kaleminin kırıldığı Yassıada sürecinin ele alınışındaki iticiliğin ve hafifliğin de müsebbidir. Öyle ki Yassıada literatürünün başlıkları, temel meseleleri, kavramları ve en önemlisi de o nahoş üslubu Akis’in yazılarıyla inşa edilmiştir.
27 Mayıs sürecinin âdeta röntgenini çeken, Cumhuriyet devrinin siyaset, toplum ve düşünce iklimini incelikleriyle resmeden Akis Dergisi, “Nazik İhtilal”, Yassıada’da gerçekte ne olduğunu sorgulayan, Türk siyasetinin ve demokrasisinin tarihini derin bir perspektifle okumak isteyen herkes için eşsiz bir başvuru kaynağı.
Akis Dergisi serisinin üçüncü cildi, derginin 27 Mayıs’ı takip eden altı ayda yayınlanan sayılarını inceliyor. Cemil Koçak bu ciltte Türk demokrasi tarihinin üzerinde vurguyla durulması gereken bu askerî darbenin zihniyet dünyasını, dönemin belki de en muhkem yayın organı üzerinden okuyor. Yassıada yargılamalarını anbean takip eden Akis’in ayrıntılı tasvirleri yakın tarihin söz konusu kritik meselesi için yeni bir başvuru eseri.
Menderes ve Demokrat Parti döneminin son aylarında kapatılan dergi, 27 Mayıs’tan birkaç gün sonra -elbette intikam hırsıyla- tekrar yayına başlamış ve ilk sayısında okurlarını ihtilalin nasıl ve kimler tarafından gerçekleştirildiği ve hangi amaca hizmet ettiği hususunda bilgilendirmiştir. Bu açıdan Akis kamuoyunda bu “nazik ihtilali” anlatan ve onun meşruiyet zeminini oluşturan en önemli unsurlardan biriydi. Derginin, ihtilalin üzerinden henüz birkaç gün geçmeden ve ancak ihtilali planlayanların bilebileceği ayrıntılara vâkıf olması epey düşündürücüdür ve tesadüfle izahı zordur.
Bu dönemde Akis artık muhalefetin değil, iktidarın sesidir. İhtilal sonrasında yüz elli binlere ulaşan tirajıyla halkın ve siyasetçilerin hadiselere bakışını kendi pozisyonuna göre şekillendiren dergi, tarih kitaplarında DP iktidarının kaleminin kırıldığı Yassıada sürecinin ele alınışındaki iticiliğin ve hafifliğin de müsebbidir. Öyle ki Yassıada literatürünün başlıkları, temel meseleleri, kavramları ve en önemlisi de o nahoş üslubu Akis’in yazılarıyla inşa edilmiştir.
27 Mayıs sürecinin âdeta röntgenini çeken, Cumhuriyet devrinin siyaset, toplum ve düşünce iklimini incelikleriyle resmeden Akis Dergisi, “Nazik İhtilal”, Yassıada’da gerçekte ne olduğunu sorgulayan, Türk siyasetinin ve demokrasisinin tarihini derin bir perspektifle okumak isteyen herkes için eşsiz bir başvuru kaynağı.