Hayatta iki türlü doğru vardır; kişinin kendi doğrusu ve başkalarının doğrusu. Kişi, kendi doğru bildikleri yapmak için önüneçıkan her türlü mücadeleyi vermek zorundadır. Bedeli ne olursa olsun kendi bildiği doğrudan ayrılamamalıdır. Bu da kişiyi erdemli biri yapar .Kişi, kendi doğru bildiğini bırakıp başkalarının doğrularının arkasından gitmeye başladığı an dönüşü olmayan bir yola girer. Çünkü artık o bir kukladır ve ipler sürekli başkalarının elindedir. Kişiye kalan tek şey, iplerini tutanın verdiği rolü oynamak. Farklı iki kültürlerde yetişen iki insanın, başkalarının doğru bildiklerini yapmanın vermiş olduğu hatanın ve bu hatanın vermiş olduğu ağır tahribatın en güzel örneğini, Alacakaranlık 2.Perde'de yaşayacaksınız...
İyi okumalar.
Hayatta iki türlü doğru vardır; kişinin kendi doğrusu ve başkalarının doğrusu. Kişi, kendi doğru bildikleri yapmak için önüneçıkan her türlü mücadeleyi vermek zorundadır. Bedeli ne olursa olsun kendi bildiği doğrudan ayrılamamalıdır. Bu da kişiyi erdemli biri yapar .Kişi, kendi doğru bildiğini bırakıp başkalarının doğrularının arkasından gitmeye başladığı an dönüşü olmayan bir yola girer. Çünkü artık o bir kukladır ve ipler sürekli başkalarının elindedir. Kişiye kalan tek şey, iplerini tutanın verdiği rolü oynamak. Farklı iki kültürlerde yetişen iki insanın, başkalarının doğru bildiklerini yapmanın vermiş olduğu hatanın ve bu hatanın vermiş olduğu ağır tahribatın en güzel örneğini, Alacakaranlık 2.Perde'de yaşayacaksınız...
İyi okumalar.