Salgında kırıma uğrayan kargaların sayısı çok aza inmiş, fışkılıklardan çoğalan solucanlar her yeri istila etmişti. Solucanlarla baş edemeyen çiftlik sahipleri, martıların başkanı Uzun Martı ile görüşüp anlaşmaya vardılar. Bu anlaşmaya göre Uzun Martı, Zambak Adası’nda yaşayan martı sürüsünü çiftliklerin arasına uygun bir yere getirecekti. Akabinde martılar gün boyu fışkılıklar ve çiftliklere yayılan solucanları temizleyecek, karşılığında Uzun Martı’ya haraç ödeyeceklerdi.
Hüseyin Dede’nin Manisa’da küçük bir sahaf dükkânı vardı ama o dükkân bir tür örtü vazifesi görüyordu. Kendisini ziyaret etmek isteyenler sahaf dükkânına geliyor, Hüseyin Dede büyükçe bir tas içine konulmuş şekerleri konuklarına ikram edip dua ediyordu. Alaz Martı Manisa’da iken kendisine Şekerci Dede’den söz edilmiş, o da heyecanla “Beni ona götürün!” demişti
Salgında kırıma uğrayan kargaların sayısı çok aza inmiş, fışkılıklardan çoğalan solucanlar her yeri istila etmişti. Solucanlarla baş edemeyen çiftlik sahipleri, martıların başkanı Uzun Martı ile görüşüp anlaşmaya vardılar. Bu anlaşmaya göre Uzun Martı, Zambak Adası’nda yaşayan martı sürüsünü çiftliklerin arasına uygun bir yere getirecekti. Akabinde martılar gün boyu fışkılıklar ve çiftliklere yayılan solucanları temizleyecek, karşılığında Uzun Martı’ya haraç ödeyeceklerdi.
Hüseyin Dede’nin Manisa’da küçük bir sahaf dükkânı vardı ama o dükkân bir tür örtü vazifesi görüyordu. Kendisini ziyaret etmek isteyenler sahaf dükkânına geliyor, Hüseyin Dede büyükçe bir tas içine konulmuş şekerleri konuklarına ikram edip dua ediyordu. Alaz Martı Manisa’da iken kendisine Şekerci Dede’den söz edilmiş, o da heyecanla “Beni ona götürün!” demişti