Allah’a kulluk ve O’nu tanımak için yaratılan insanoğlunun, ergenlik döneminden başlayarak hayatının sonuna kadar mükellef olduğu öncelikli sorumluluğu, Allah’ın varlığına ve birliğine inanmaktır. Genel anlamda ibadetler ve özel olarak namaz, insana lütfedilen hayat nimetinin bir şükranesidir. İnsanın yapısında, vicdanının derinliklerinde Allah Teâlâ’yı tanıma ve O’nun büyüklüğünü kabul etme duygusu vardır. Bu açıdan namaz, insanı, fıtratındaki (aslî yaratılışındaki) bu özelliği ile buluşturur.
Allah’a kulluk ve O’nu tanımak için yaratılan insanoğlunun, ergenlik döneminden başlayarak hayatının sonuna kadar mükellef olduğu öncelikli sorumluluğu, Allah’ın varlığına ve birliğine inanmaktır. Genel anlamda ibadetler ve özel olarak namaz, insana lütfedilen hayat nimetinin bir şükranesidir. İnsanın yapısında, vicdanının derinliklerinde Allah Teâlâ’yı tanıma ve O’nun büyüklüğünü kabul etme duygusu vardır. Bu açıdan namaz, insanı, fıtratındaki (aslî yaratılışındaki) bu özelliği ile buluşturur.