George Santayana tarafından yazılan “Alman Felsefesinde Bencillik” adlı kitabın ön söz ve içindekiler bölümünden alıntılar içeriyor. Kitap, Alman felsefesi ve onun tarih boyunca nasıl şekillendiği üzerine bir inceleme sunuyor. Santayana, Harvard College’da yirmi yıl boyunca felsefe dersleri verirken Alman metafiziği üzerine derinlemesine çalışmalar yapmış. Bu eser, Alman felsefesinin belirsiz ve değişken ilkelerinin altında yatan uğursuz ve saldırgan öğeleri sorguluyor. Santayana, Alman felsefesinin bencillik ruhunu- düşüncede öznellik ve ahlakta kasıt- ele alıyor ve bu bencilliğin, yeryüzündeki her canlının ve evrendeki her zekanın içinde bulunduğu acıklı durumun gerçek bir ifadesi olduğunu iddia ediyor. Ancak bu bencilliğin sadece kaçınılmaz bir engel olarak değil, aynı zamanda bir yüceltme ve insan ruhunun uçmaya çağrıldığı yerde zaman kaybetme aracı olarak kullanıldığını eleştiriyor.
Kitabın içeriği, Alman felsefesinin genel karakteri, Protestan mirası, Transandantalizm, Goethe'de bencilliğin ipuçları, Kant’ta egoizmin tohumları gibi konuları içeriyor. Ayrıca Fichte, Nietzsche, Schopenhauer gibi filozofların çalışmalarına odaklanıyor ve bu düşünürlerin fikirlerinin bencillik ve egoizmle nasıl ilişkilendiğini inceliyor. Santayana, kitabı, Alman felsefesini anlamaya çalışan ve onu meslekten olmayanların bakış açısından değerlendiren bir yabancı olarak yazdığını belirtiyor. Eser, Alman felsefesinin tarihsel ve kültürel bağlamını anlamak isteyen okuyucular için değerli bir kaynak olabilir. Özellikle de Alman felsefesinin savaş ve ideolojiyle ilişkisini derinlemesine incelemek isteyenler için.
George Santayana tarafından yazılan “Alman Felsefesinde Bencillik” adlı kitabın ön söz ve içindekiler bölümünden alıntılar içeriyor. Kitap, Alman felsefesi ve onun tarih boyunca nasıl şekillendiği üzerine bir inceleme sunuyor. Santayana, Harvard College’da yirmi yıl boyunca felsefe dersleri verirken Alman metafiziği üzerine derinlemesine çalışmalar yapmış. Bu eser, Alman felsefesinin belirsiz ve değişken ilkelerinin altında yatan uğursuz ve saldırgan öğeleri sorguluyor. Santayana, Alman felsefesinin bencillik ruhunu- düşüncede öznellik ve ahlakta kasıt- ele alıyor ve bu bencilliğin, yeryüzündeki her canlının ve evrendeki her zekanın içinde bulunduğu acıklı durumun gerçek bir ifadesi olduğunu iddia ediyor. Ancak bu bencilliğin sadece kaçınılmaz bir engel olarak değil, aynı zamanda bir yüceltme ve insan ruhunun uçmaya çağrıldığı yerde zaman kaybetme aracı olarak kullanıldığını eleştiriyor.
Kitabın içeriği, Alman felsefesinin genel karakteri, Protestan mirası, Transandantalizm, Goethe'de bencilliğin ipuçları, Kant’ta egoizmin tohumları gibi konuları içeriyor. Ayrıca Fichte, Nietzsche, Schopenhauer gibi filozofların çalışmalarına odaklanıyor ve bu düşünürlerin fikirlerinin bencillik ve egoizmle nasıl ilişkilendiğini inceliyor. Santayana, kitabı, Alman felsefesini anlamaya çalışan ve onu meslekten olmayanların bakış açısından değerlendiren bir yabancı olarak yazdığını belirtiyor. Eser, Alman felsefesinin tarihsel ve kültürel bağlamını anlamak isteyen okuyucular için değerli bir kaynak olabilir. Özellikle de Alman felsefesinin savaş ve ideolojiyle ilişkisini derinlemesine incelemek isteyenler için.