Bugün, Louis Althusser'in Marx için ve Kapital'i Okumak kitaplarının Paris'in ateşli politik kültürüne müdahale etmesi ve altmışlı yıllar sırasında hızla yükseliş gösteren Saussure'cü göstergebilim, Batı Marksizmi ve çok çeşitli post-Marksizmlere bir alternatif olarak Yapısal Marksizmi kurmasının üzerinden yaklaşık yirmi yıl geçti(1). Yapısal Marksizm, kısa yaşam süresinde kesinlikle II. Dünya Savaşı'ndan beri ortaya çıkmış en geniş ve büyük olasılıkla en güçlü teorik proje haline geldi. Althusser'in kendi çalışması, çalışma arkadaşları ve öğrencilerinin çalışmaları ve ondan etkilenmiş filozoflar, toplum bilimcileri, yazın eleştirmenleri ve siyasal aktivistlerden oluşan heterojen topluluğun çabaları, insan kültürü ve kuramsal meselelerin geniş bir alanına yayılan aşılması zor bir bilgi kütüğü oluşturur. Yapısal Marksizm, on yıllar içinde, toplumsal teorinin en önemli ekollerinin -en çok öne çıkanları saymak gerekirse, Derrida'nın görüngüsel post-yapısalcılığı, Annales Okulu'nun yapısal işlevsel tarihselciliği, Deleuze ve Foucault'nun Nietzsche'ci post-modernizmi, Lacan'ın Saussure'cü psikanalizi, Habermas'ın evrensel pragmatizmi ve E.P Thompson'ın hümanist tarihselciliği- çoğu ile birlikte kimi zaman verimli, çoğunlukla tehlikeli polemiklerle eski durumunu korumaktan fazlasını yapmıştır
Bugün, Louis Althusser'in Marx için ve Kapital'i Okumak kitaplarının Paris'in ateşli politik kültürüne müdahale etmesi ve altmışlı yıllar sırasında hızla yükseliş gösteren Saussure'cü göstergebilim, Batı Marksizmi ve çok çeşitli post-Marksizmlere bir alternatif olarak Yapısal Marksizmi kurmasının üzerinden yaklaşık yirmi yıl geçti(1). Yapısal Marksizm, kısa yaşam süresinde kesinlikle II. Dünya Savaşı'ndan beri ortaya çıkmış en geniş ve büyük olasılıkla en güçlü teorik proje haline geldi. Althusser'in kendi çalışması, çalışma arkadaşları ve öğrencilerinin çalışmaları ve ondan etkilenmiş filozoflar, toplum bilimcileri, yazın eleştirmenleri ve siyasal aktivistlerden oluşan heterojen topluluğun çabaları, insan kültürü ve kuramsal meselelerin geniş bir alanına yayılan aşılması zor bir bilgi kütüğü oluşturur. Yapısal Marksizm, on yıllar içinde, toplumsal teorinin en önemli ekollerinin -en çok öne çıkanları saymak gerekirse, Derrida'nın görüngüsel post-yapısalcılığı, Annales Okulu'nun yapısal işlevsel tarihselciliği, Deleuze ve Foucault'nun Nietzsche'ci post-modernizmi, Lacan'ın Saussure'cü psikanalizi, Habermas'ın evrensel pragmatizmi ve E.P Thompson'ın hümanist tarihselciliği- çoğu ile birlikte kimi zaman verimli, çoğunlukla tehlikeli polemiklerle eski durumunu korumaktan fazlasını yapmıştır