Altın Bir Yılan Hikayesi

Stok Kodu:
9786053235385
Boyut:
13x21
Sayfa Sayısı:
643
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-03
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%30 indirimli
640,00TL
448,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 54,76TL
KARGO BEDAVA
Temin süresi 2-5 gündür.
9786053235385
967083
Altın
Altın Bir Yılan Hikayesi
448.00

İnsanoğlunun baş tacı, metallerin şahı altının tahtı, çevreciliğin geçer akçe olması sonrasında sallanır gibi olur…

Türkiye'de altın siyanür bağlamında 1990'larla beraber başlayan, giderek alevlenen, arada bir sönümlenen, ama bir türlü sonlandırılamayan sert tartışma, niçin yılan hikayesine döner?

Bu kavgayı altın ekonomi çevre ilişkisine hapsetmek mümkün mü?

İkilem, altını üretmek ya da üretmemek! Altın üretimi sürdürülmeli mi, yoksa şimdiye dek çıkarılan yeter de artar mı?

Uzak geçmişin derinliklerine dalıp, onun, insanoğlu için dinsel, kültürel, siyasal, ekonomik, ticari, sanatsal anlamlarını kavramayı hedef güden bir yolculuk, sorunun yanıtını bulmaya yardımcı olur mu? Bu, hem Antik Çağlardan son yüzyıla tarihsel, mitolojik bir seyahattir, hem de dünyanın bir ucundan ötekine coğrafi bir keşif...

Muhaliflerin gerekçe yelpazesi geniş! Haklılar mı?

Doğruya ulaşmak için, en az 6.000 yıl öncesinden başlayan serüveni yaşayıp, 21. yüzyılın, romantizmden uzak teknik-bilimsel gerçekleriyle yüzleşmek, altın madenlerinin ana korku kaynağı siyanürün iç dünyasına bakmak ve kavganın odağına doğru hareket eden siyaset-ekonomi sarmalını irdelemek gerek…

Peki, nasıl bir yol tutulmalı?

19. yüzyıldan beri varlığını sürdüren “çevre koruma” ile 20. yüzyılın ikinci yarısından başlayarak gelişen “doğa merkezli düşünme” temelli anlayışlar, insanlığın geleceğine açılan kapının anahtarları mıdır? Kilide hangisi uyar?

İnsanlar, altını, sahiden de bilir mi ki?

İnsanoğlunun baş tacı, metallerin şahı altının tahtı, çevreciliğin geçer akçe olması sonrasında sallanır gibi olur…

Türkiye'de altın siyanür bağlamında 1990'larla beraber başlayan, giderek alevlenen, arada bir sönümlenen, ama bir türlü sonlandırılamayan sert tartışma, niçin yılan hikayesine döner?

Bu kavgayı altın ekonomi çevre ilişkisine hapsetmek mümkün mü?

İkilem, altını üretmek ya da üretmemek! Altın üretimi sürdürülmeli mi, yoksa şimdiye dek çıkarılan yeter de artar mı?

Uzak geçmişin derinliklerine dalıp, onun, insanoğlu için dinsel, kültürel, siyasal, ekonomik, ticari, sanatsal anlamlarını kavramayı hedef güden bir yolculuk, sorunun yanıtını bulmaya yardımcı olur mu? Bu, hem Antik Çağlardan son yüzyıla tarihsel, mitolojik bir seyahattir, hem de dünyanın bir ucundan ötekine coğrafi bir keşif...

Muhaliflerin gerekçe yelpazesi geniş! Haklılar mı?

Doğruya ulaşmak için, en az 6.000 yıl öncesinden başlayan serüveni yaşayıp, 21. yüzyılın, romantizmden uzak teknik-bilimsel gerçekleriyle yüzleşmek, altın madenlerinin ana korku kaynağı siyanürün iç dünyasına bakmak ve kavganın odağına doğru hareket eden siyaset-ekonomi sarmalını irdelemek gerek…

Peki, nasıl bir yol tutulmalı?

19. yüzyıldan beri varlığını sürdüren “çevre koruma” ile 20. yüzyılın ikinci yarısından başlayarak gelişen “doğa merkezli düşünme” temelli anlayışlar, insanlığın geleceğine açılan kapının anahtarları mıdır? Kilide hangisi uyar?

İnsanlar, altını, sahiden de bilir mi ki?

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat