"Allah, ruhumuza merhamet nurunu fısıldar önce. Sonra da sevgi ile kalbimize konuşur ki birbirimizi anlayalım, sevelim ve barış içinde yaşayalım. Zira Mevla, kalp gözü açıklarla konuşur. Merhamet yoksulu güruhtan, hoşgörü ve anlayış beklemek; akan suyun tersine kürek çekmeye benzer. Gönül kulağımız kapalı kaldıkça hayatın, yani huzur ve sevginin sesini duyamayız. Cenneti ve cehennemi kendisi yaratır insan. Tohum, toprağa düşmeden ağaç olmaz, suç da cezasız kalmaz. Her meyve kendi dibine düşer, gölge de sahibini takip eder. Yeter ki insan; adaletli olup sevgide kalsın. “Kötülük dünyada değil, kişinin yüreğindedir.” der Marguez. Başka bir düşünür de; “Kötülük; virüs gibi bulaşıcı ve yok edicidir,” der. İnsan hangisine meylederse kendini onda bulur. Tıpkı toprakla tohum gibi… Yüreğine ekileni biçer. İyilik ekilirse iyilik, kötülük ekilirse kötülük… Yeter ki doğuştan gelen saf, arı, duru kalbimiz kötülük rüzgârlarıyla hırpalanmasın."
"Allah, ruhumuza merhamet nurunu fısıldar önce. Sonra da sevgi ile kalbimize konuşur ki birbirimizi anlayalım, sevelim ve barış içinde yaşayalım. Zira Mevla, kalp gözü açıklarla konuşur. Merhamet yoksulu güruhtan, hoşgörü ve anlayış beklemek; akan suyun tersine kürek çekmeye benzer. Gönül kulağımız kapalı kaldıkça hayatın, yani huzur ve sevginin sesini duyamayız. Cenneti ve cehennemi kendisi yaratır insan. Tohum, toprağa düşmeden ağaç olmaz, suç da cezasız kalmaz. Her meyve kendi dibine düşer, gölge de sahibini takip eder. Yeter ki insan; adaletli olup sevgide kalsın. “Kötülük dünyada değil, kişinin yüreğindedir.” der Marguez. Başka bir düşünür de; “Kötülük; virüs gibi bulaşıcı ve yok edicidir,” der. İnsan hangisine meylederse kendini onda bulur. Tıpkı toprakla tohum gibi… Yüreğine ekileni biçer. İyilik ekilirse iyilik, kötülük ekilirse kötülük… Yeter ki doğuştan gelen saf, arı, duru kalbimiz kötülük rüzgârlarıyla hırpalanmasın."