Amsterdam

Stok Kodu:
9786258036701
Boyut:
13.5x19.5
Sayfa Sayısı:
304
Basım Tarihi:
2022-03
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%14 indirimli
139,00TL
119,54TL
Taksitli fiyat: 9 x 14,61TL
Temin süresi 1-3 gündür.
9786258036701
1198210
Amsterdam
Amsterdam
119.54

“Saksıdan koparılmak. Bu sözü nereden hatırlıyorum? Ölümünden sonra şifreli deri çantasında bulduğum mektupta babam benim için söylüyordu. Zarfın üstünde adım var, yuvarlak damgadaki tarihte on yaşındayım. O zamanlar annemle yaşadığım eve postalanmış ama elime geçmemiş. Muhtemelen bana vermemişler. Babam, bunun olacağından endişeyle mektubun ve zarfın bir fotokopisini almış, bir gün bulacağım umuduyla çantaya bırakmış. Neden beraber yaşadığımız onca sene kendisi çıkarıp bana vermedi ya da bahsetmedi, bunu istedi mi, bilmiyorum. 

Sadece vermedi. Bir gün öldüğünde bulacağımı düşünmüş olmalı. Belki de böyle bir mektubun varlığını unuttu. Bilmiyorum. İşte o mektupta beni böyle tarif ediyordu: Saksısından koparılmış. 

Sen saksısından koparılmış bir çocuksun, başka bir saksıya ekildin, bunun acısını bir ömür duyacaksın…”

Karlar altında bir Amsterdam. Ruhla bedenin kavgasında arada kalmış bir adam. Sanki ömür boyu sürecek bir gece geçirir. Dul sihirbazla, Afgan taksiciyle, delilerle, ölülerle, müzisyenlerle, uyuşturucu satıcılarıyla konuşur.

Kulağında bir cümle: İnsanın yaşamaktan mühim işleri var, onu bulunca korkuların biter. Bu sözün peşinden koştukça, Amsterdam’ın buz tutmuş merdivenlerinde hakikatin karşısında dımdızlak kalır. 

Bedenine hapsolmuş bir ruhun isyanı artık başlamıştır.

“Saksıdan koparılmak. Bu sözü nereden hatırlıyorum? Ölümünden sonra şifreli deri çantasında bulduğum mektupta babam benim için söylüyordu. Zarfın üstünde adım var, yuvarlak damgadaki tarihte on yaşındayım. O zamanlar annemle yaşadığım eve postalanmış ama elime geçmemiş. Muhtemelen bana vermemişler. Babam, bunun olacağından endişeyle mektubun ve zarfın bir fotokopisini almış, bir gün bulacağım umuduyla çantaya bırakmış. Neden beraber yaşadığımız onca sene kendisi çıkarıp bana vermedi ya da bahsetmedi, bunu istedi mi, bilmiyorum. 

Sadece vermedi. Bir gün öldüğünde bulacağımı düşünmüş olmalı. Belki de böyle bir mektubun varlığını unuttu. Bilmiyorum. İşte o mektupta beni böyle tarif ediyordu: Saksısından koparılmış. 

Sen saksısından koparılmış bir çocuksun, başka bir saksıya ekildin, bunun acısını bir ömür duyacaksın…”

Karlar altında bir Amsterdam. Ruhla bedenin kavgasında arada kalmış bir adam. Sanki ömür boyu sürecek bir gece geçirir. Dul sihirbazla, Afgan taksiciyle, delilerle, ölülerle, müzisyenlerle, uyuşturucu satıcılarıyla konuşur.

Kulağında bir cümle: İnsanın yaşamaktan mühim işleri var, onu bulunca korkuların biter. Bu sözün peşinden koştukça, Amsterdam’ın buz tutmuş merdivenlerinde hakikatin karşısında dımdızlak kalır. 

Bedenine hapsolmuş bir ruhun isyanı artık başlamıştır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat