Aristo’dan itibaren, dört temel yaşam elemanı (four element/anasır-ı erbaa) olarak kabul gören dört unsur hava, su, toprak ve ateşin insan eliyle buluşup şekillendirilmesi ile oluşan seramik, Anadolu’daki yaklaşık 9000 yıllık serüveninde çok değerli bilgi ve belgeleri bize ulaştırmıştır. Anadolu çömlekçiliği, arkeolojik anlatımının yanı sıra, bu coğrafyada kesintisiz devamlılığı ile hala varlığını sürdürerek toplumsal kültüre verdiği değerli katkıdan, modern seramik sanatına ve endüstriye kadar, antropoloji, sanat, jeoloji, sanat tarihi, etnografi gibi birçok disiplin için de önemli bir veri havuzudur.
İlginçtir ki, çarkın ilk ve en primitif birinci tür diye sınıflanan uygulamasından, uzun milli ayaklı çarka kadar olan bütün türleri, bugün Anadolu’nun birçok çömlekçilik merkezinde birebir değişime uğramadan kullanılmaktadır. Bir amforanın sivri dibini 15-20 cm yukarısından kesip tabanını düzlerseniz karşınıza tipik bir Anadolu testisi çıkar. Aynı şekilde Gökeyüp’te halen kullanılan 1 ve 2. tür çömlekçi diskinin, çarkın ilk bulunduğu yer olan Uruk’ta L. Woolley’in kazılarında ortaya çıkarılan, M.Ö 3500’e tarihlenen diskle olan benzerliği şaşırtıcı değil midir? Elbette bu varoluşun da kültür mirası içeriğindeki yeri tartışmasızdır. Arkeolojik bir buluntunun nesnel olarak ortaya çıkarılması ve yorumlanması bilim insanına nasıl ki bir heyecan ve şevk veriyorsa, arkeolojik bir olgunun eylemsel olarak hiç bozulmadan günümüze kadar ulaşıp devam ediyor olması kim bilir kültür bilimcilerde nasıl bir duygu yaratacaktır.
Anadolu’nun zamansız zanaatı çömlekçilik, direnerek de olsa halk kültürü olarak hala yaşamaktadır. Yaşamakta olan bu zamansız zanaatın pişmiş toprak kültürü olarak binlerce yıllık varlığı ve araştırılması kuşkusuz salt arkeologların sorunsalı değildir. Seramik sanatçısı ve akademisyeni gözüyle yapılan bu çalışma, Anadolu kültür hazinesinin değerli bir üyesi olan pişmiş toprak kültürünün, tüm ilgili disiplinlerle bir araya getirilerek tümleşik çalışmalarla daha da zenginleştirilmesinin gerekliliğine bir nebze olsun ışık tutmak amacıyla hazırlanmıştır.
Aristo’dan itibaren, dört temel yaşam elemanı (four element/anasır-ı erbaa) olarak kabul gören dört unsur hava, su, toprak ve ateşin insan eliyle buluşup şekillendirilmesi ile oluşan seramik, Anadolu’daki yaklaşık 9000 yıllık serüveninde çok değerli bilgi ve belgeleri bize ulaştırmıştır. Anadolu çömlekçiliği, arkeolojik anlatımının yanı sıra, bu coğrafyada kesintisiz devamlılığı ile hala varlığını sürdürerek toplumsal kültüre verdiği değerli katkıdan, modern seramik sanatına ve endüstriye kadar, antropoloji, sanat, jeoloji, sanat tarihi, etnografi gibi birçok disiplin için de önemli bir veri havuzudur.
İlginçtir ki, çarkın ilk ve en primitif birinci tür diye sınıflanan uygulamasından, uzun milli ayaklı çarka kadar olan bütün türleri, bugün Anadolu’nun birçok çömlekçilik merkezinde birebir değişime uğramadan kullanılmaktadır. Bir amforanın sivri dibini 15-20 cm yukarısından kesip tabanını düzlerseniz karşınıza tipik bir Anadolu testisi çıkar. Aynı şekilde Gökeyüp’te halen kullanılan 1 ve 2. tür çömlekçi diskinin, çarkın ilk bulunduğu yer olan Uruk’ta L. Woolley’in kazılarında ortaya çıkarılan, M.Ö 3500’e tarihlenen diskle olan benzerliği şaşırtıcı değil midir? Elbette bu varoluşun da kültür mirası içeriğindeki yeri tartışmasızdır. Arkeolojik bir buluntunun nesnel olarak ortaya çıkarılması ve yorumlanması bilim insanına nasıl ki bir heyecan ve şevk veriyorsa, arkeolojik bir olgunun eylemsel olarak hiç bozulmadan günümüze kadar ulaşıp devam ediyor olması kim bilir kültür bilimcilerde nasıl bir duygu yaratacaktır.
Anadolu’nun zamansız zanaatı çömlekçilik, direnerek de olsa halk kültürü olarak hala yaşamaktadır. Yaşamakta olan bu zamansız zanaatın pişmiş toprak kültürü olarak binlerce yıllık varlığı ve araştırılması kuşkusuz salt arkeologların sorunsalı değildir. Seramik sanatçısı ve akademisyeni gözüyle yapılan bu çalışma, Anadolu kültür hazinesinin değerli bir üyesi olan pişmiş toprak kültürünün, tüm ilgili disiplinlerle bir araya getirilerek tümleşik çalışmalarla daha da zenginleştirilmesinin gerekliliğine bir nebze olsun ışık tutmak amacıyla hazırlanmıştır.