Küsüp kahretsek, dışarılara kaçıp gitsek; yağın balın, trilyonların içinde saltanat sürüyor da olsak, vatanımızı özleriz. Topraklarını, sularını, ağaçlarını, çiçeklerini koklamak; insanlarını kucaklamak isteriz. Ülkemizin sevdası bizi yakar kavurur.
"Beni, köyümün yağmurlarında yıkasınlar." diye inleriz. Dedemizden kalan erik ağacının altına gömülmek için koşar geliriz.
Her insanımızın yüreğinde bir yangın var. Kara sevdalı gözleri, bin ciltlik kitaplardan daha derin gizemlerle dolu, görkemli anlamlar içerir.
Küsüp kahretsek, dışarılara kaçıp gitsek; yağın balın, trilyonların içinde saltanat sürüyor da olsak, vatanımızı özleriz. Topraklarını, sularını, ağaçlarını, çiçeklerini koklamak; insanlarını kucaklamak isteriz. Ülkemizin sevdası bizi yakar kavurur.
"Beni, köyümün yağmurlarında yıkasınlar." diye inleriz. Dedemizden kalan erik ağacının altına gömülmek için koşar geliriz.
Her insanımızın yüreğinde bir yangın var. Kara sevdalı gözleri, bin ciltlik kitaplardan daha derin gizemlerle dolu, görkemli anlamlar içerir.