Çocukken kendisine anlatılan masallar en büyük esin kaynağı olsa da, onun yazdığı masal ve hikâyelerde gerçekçilik ağır basmaktadır. Günlük yaşama dair yaptığı gözlemler, yaşanmış olaylara yaptığı göndermeler, gerek mekân gerekse karakter seçimi ile gerçekçiliği hiç elden bırakmamış ve bunu kuğuya dönüşen prens ve prensesler, canlanan oyuncaklar, denizkızları gibi fantastik öğelerle mükemmel bir şekilde harmanlamıştır. Hiciv, ironi ve mizah ile bezenen, kimi zaman bir romanı andıran, kimi zaman ise masalın içinde masal anlatan bu eserler hikâyeciliğe evrensel bir biçim kazandırmış ve edebiyatla iç içe geçirdiği bu türü zenginleştirmiştir. Kullandığı basit dil, yalın anlatım, doğrudan hitap tarzı, kısa ve özlü cümleler ile okurla samimi bir ilişki yakalayan Andersen tüm dikkatleri üzerine çekmiş ve kalıcı bir başarı elde etmiştir.
Çocukken kendisine anlatılan masallar en büyük esin kaynağı olsa da, onun yazdığı masal ve hikâyelerde gerçekçilik ağır basmaktadır. Günlük yaşama dair yaptığı gözlemler, yaşanmış olaylara yaptığı göndermeler, gerek mekân gerekse karakter seçimi ile gerçekçiliği hiç elden bırakmamış ve bunu kuğuya dönüşen prens ve prensesler, canlanan oyuncaklar, denizkızları gibi fantastik öğelerle mükemmel bir şekilde harmanlamıştır. Hiciv, ironi ve mizah ile bezenen, kimi zaman bir romanı andıran, kimi zaman ise masalın içinde masal anlatan bu eserler hikâyeciliğe evrensel bir biçim kazandırmış ve edebiyatla iç içe geçirdiği bu türü zenginleştirmiştir. Kullandığı basit dil, yalın anlatım, doğrudan hitap tarzı, kısa ve özlü cümleler ile okurla samimi bir ilişki yakalayan Andersen tüm dikkatleri üzerine çekmiş ve kalıcı bir başarı elde etmiştir.