Anonim şirket genel kurul kararlarının butlanının şirketler hukukuna özgü sebepleri, pozitif hukukumuzda ilk defa 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile düzenlenmiş (TTK m. 447) ve pay sahiplerinin vazgeçilemez nitelikteki haklarının ihlali de butlan sebepleri arasında kendisine yer bulmuştur. Ne var ki Kanun'da vazgeçilemez hakların tanımı yapılmamış, anılan hükümde bu haklar sınırlı olmayan biçimde sayılmış ve hükümde sayılmayan "diğer" vazgeçilemez hakların tespiti, öğreti ve yargıya bırakılmıştır. Pay sahipliği hakları arasında, sağladığı koruma yönünden en "üstün" hak grubu teşkil eden vazgeçilemez hakların bütünsel bir anlayışla ve sistematik biçimde incelenmesi ve pay sahiplerinin şirket içindeki hukuki konumlarının "asgari" şartlarının görünülebilirliğinin artırılması gerekmektedir. Bununla birlikte, pay sahiplerinin vazgeçilemez haklarının ve dolayısıyla anonim şirketin temel yapısının korunması ne kadar hayatiyse, anonim şirketler hukukunda güven ve istikrar ortamının korunması da bir o kadar hayatidir. Bu noktada, butlan yaptırımının anonim şirketler hukukunda doğuracağı riskleri bertaraf etmeye yönelik olarak, İsviçre öğretisinde batıl genel kurul kararlarının tespitinde "soyut-genel" (abstractgenerell) ve "somut-münferit" (konkret individuell) ihlal ayrımının yapılması gerektiğini savunan "vazgeçilemez hakların nitelikli ihlali" (qualifizierte Verletzung unverzichtbarer Rechte) öğretisi yaygın kabul görmüştür. Mehaz İsviçre Borçlar Kanunu bakımından geliştirilen bu yaklaşımın, Türk hukuku bakımından da tartışılması ve vazgeçilemez hakların ihlali özelinde butlan ile iptal edilebilirlik yaptırımları arasındaki sınırın tespit edilmesi, çalışmanın temel amacıdır. Araştırma karşılaştırmalı olarak, Türk & İsviçre öğretisi ve yargı kararlarının incelenmesi yoluyla yürütülmüştür.
Anonim şirket genel kurul kararlarının butlanının şirketler hukukuna özgü sebepleri, pozitif hukukumuzda ilk defa 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile düzenlenmiş (TTK m. 447) ve pay sahiplerinin vazgeçilemez nitelikteki haklarının ihlali de butlan sebepleri arasında kendisine yer bulmuştur. Ne var ki Kanun'da vazgeçilemez hakların tanımı yapılmamış, anılan hükümde bu haklar sınırlı olmayan biçimde sayılmış ve hükümde sayılmayan "diğer" vazgeçilemez hakların tespiti, öğreti ve yargıya bırakılmıştır. Pay sahipliği hakları arasında, sağladığı koruma yönünden en "üstün" hak grubu teşkil eden vazgeçilemez hakların bütünsel bir anlayışla ve sistematik biçimde incelenmesi ve pay sahiplerinin şirket içindeki hukuki konumlarının "asgari" şartlarının görünülebilirliğinin artırılması gerekmektedir. Bununla birlikte, pay sahiplerinin vazgeçilemez haklarının ve dolayısıyla anonim şirketin temel yapısının korunması ne kadar hayatiyse, anonim şirketler hukukunda güven ve istikrar ortamının korunması da bir o kadar hayatidir. Bu noktada, butlan yaptırımının anonim şirketler hukukunda doğuracağı riskleri bertaraf etmeye yönelik olarak, İsviçre öğretisinde batıl genel kurul kararlarının tespitinde "soyut-genel" (abstractgenerell) ve "somut-münferit" (konkret individuell) ihlal ayrımının yapılması gerektiğini savunan "vazgeçilemez hakların nitelikli ihlali" (qualifizierte Verletzung unverzichtbarer Rechte) öğretisi yaygın kabul görmüştür. Mehaz İsviçre Borçlar Kanunu bakımından geliştirilen bu yaklaşımın, Türk hukuku bakımından da tartışılması ve vazgeçilemez hakların ihlali özelinde butlan ile iptal edilebilirlik yaptırımları arasındaki sınırın tespit edilmesi, çalışmanın temel amacıdır. Araştırma karşılaştırmalı olarak, Türk & İsviçre öğretisi ve yargı kararlarının incelenmesi yoluyla yürütülmüştür.