Kıta Avrupası hukuk sisteminde şirketler hukukunun mihenk taşı olarak kabul edilen, asgari sermaye zorunluluğu, sermayenin oluşturulması ve sermayenin korunması temel sütunlarından oluşan esas sermaye sistemi, Türk hukukunda da oldukça önemli bir yere sahiptir. Ancak 21. yüzyıl ile birlikte küresel piyasalarda rekabetin ivmelenmesi Anglo-Sakson hukuku ile Kıta Avrupası hukukunun esas sermaye sistemine olan bakış açılarını farklılaştırmış ve bu durum sistemin verimliliğine ilişkin yoğun tartışmaları ve değişiklik önerilerini beraberinde getirmiştir. Söz konusu tartışmalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun hazırlık döneminde yoğun bir şekilde devam etmişse de Türk hukukunda esas sermaye sistemi varlığını ve önemini sürdürmüştür.
Günümüzde küresel ölçekte yükselen enflasyon, şirketler arasındaki rekabeti arttırmaya devam etmekte ve bu paralelde Türk şirketler hukuku kaçınılmaz bir değişimin parçası haline gelmektedir. Çalışmanın konusu seçilirken, AB'de yaklaşık 10 yıl süren ve yabancı hukuk doktrininde önemli eserlere konu olan tartışmaların aynı süreç içerisinde baştan aşağı yenilenen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde değerlendirilmesi ihtiyacından yola çıkılmıştır. Bu kapsamda Türk hukuku bakımından esas sermaye sisteminin sürdürülebilirliği, karşılaştırmalı hukukta yer alan tartışmalar ışığında ve değişiklik önerileriyle birlikte ele alınarak, esas sermaye sistemine hâkim olan geleneksel yaklaşıma yeni bir bakış açısı kazandırılması amaçlanmıştır.
Kıta Avrupası hukuk sisteminde şirketler hukukunun mihenk taşı olarak kabul edilen, asgari sermaye zorunluluğu, sermayenin oluşturulması ve sermayenin korunması temel sütunlarından oluşan esas sermaye sistemi, Türk hukukunda da oldukça önemli bir yere sahiptir. Ancak 21. yüzyıl ile birlikte küresel piyasalarda rekabetin ivmelenmesi Anglo-Sakson hukuku ile Kıta Avrupası hukukunun esas sermaye sistemine olan bakış açılarını farklılaştırmış ve bu durum sistemin verimliliğine ilişkin yoğun tartışmaları ve değişiklik önerilerini beraberinde getirmiştir. Söz konusu tartışmalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun hazırlık döneminde yoğun bir şekilde devam etmişse de Türk hukukunda esas sermaye sistemi varlığını ve önemini sürdürmüştür.
Günümüzde küresel ölçekte yükselen enflasyon, şirketler arasındaki rekabeti arttırmaya devam etmekte ve bu paralelde Türk şirketler hukuku kaçınılmaz bir değişimin parçası haline gelmektedir. Çalışmanın konusu seçilirken, AB'de yaklaşık 10 yıl süren ve yabancı hukuk doktrininde önemli eserlere konu olan tartışmaların aynı süreç içerisinde baştan aşağı yenilenen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde değerlendirilmesi ihtiyacından yola çıkılmıştır. Bu kapsamda Türk hukuku bakımından esas sermaye sisteminin sürdürülebilirliği, karşılaştırmalı hukukta yer alan tartışmalar ışığında ve değişiklik önerileriyle birlikte ele alınarak, esas sermaye sistemine hâkim olan geleneksel yaklaşıma yeni bir bakış açısı kazandırılması amaçlanmıştır.