“… Demek ki kurşundan mamul bir akuadük yapılmalıdır, yeter ki su kaynağı ile şehir arasında yeterli meyil olsun ve [yol üstünde] su akımına engel olacak yükseklikte tepeler bulunmasın. Düşük seviyelerde [vadinin] kanallar içinde su akımına izin verecek şekilde veya çok uzun olmaması şartıyla [tepeleri] dolanarak geçecek bir suyolu yapılması gerekir. Vadilerin geniş olması halinde su, [vadinin] aşağı seviyesinde mümkün olan en uzun mesafede belirli bir eğimde taşınmalıdır ki bu, Greklerin ‘koilia’ dedikleri 'karın' kısmıdır. Bu şekilde, karşı dağın dibine kadar gelen su, karın üzerinden [kemer köprü üzerinde su taşıyan boru hattı] gelerek biriktirdiği şişmesi [basıncı] ile yokuş yukarı doğru çıkar.”
"Vadilerde karın bölümüne [kemer köprüye] yer verilmeyip su sert açılı dirseklerle yönlendirilmiş olsaydı, su borularını ek yerlerinden patlatacak olurdu. Karın bölümü üstünde hava tahliye boruları [columnaria] yapılır ki bu tedbir boru içinde sıkışmış olabilecek havayı tahliye eder. Bu kurallara uyulduğunda ve kaynak ile şehir arasında eğimin yeterli olması durumunda, suyu kurşun boruların içinden getirecek olanlar [mühendisler] suyolu ve eğimlerine, dağdan aşağı doğru, yatayda venter boyunca, gerektiğinde tepeleri dolanarak sonra yukarı doğru ve hava basıncını da kontrol ederek, kaynaktan şehre kadar mükemmel bir şekilde yön verebileceklerdir...”
Vitruvius, De Architectura, Kitap VII § 5-6, MÖ 40 civarı
... Giriş vanasının ön tarafında su yüksekliği 91 cm olmalı iken açıklığın tüm yüksekliği sadece 1,10 m olup castellum içindeki su seviyesinde değişiklik yapmak için vanaya sadece 20 cm hareket payı kalır. Castellum tasarımına bütünüyle bakıldığında, su seviyeleri arasındaki ilişkiler, castellum’a giren su hacmi veya castellum’dan dağıtıma giden su hacmi gibi hususların acilen etüt edilmesi ihtiyacı vardır.”
Trevor Hodge, Roman Aqueducts & Water Supply, 1986 (Nîmes Castellum’u hakkında)
Vitruvius’tan günümüze kadar gelen inşaat uygulama kılavuzlarının yorumlanarak açıklığa kavuşturulması, Nîmes kentinin su tevzi düzeneği castellum divisorium’un hidrolik hesap sırrının çözülmesi için bilim insanı Trevor Hodge’un yaptığı çağrı, Roma kadastroculuğunun akıl almaz hassasiyetteki örnekleri, uzay tekniklerinin arkeolojiye katkısı...
Bu konulardan büyülenerek yola çıkan Murat Baykent, Antik Roma’da Mühendislik kitabında, antik çağ mühendisliği sırlarına bugünkü bilgilerle ışık tutmaya çalışıyor.
Bu çalışma, hem akademisyen, öğrenci ve araştırmacılara zengin bir kaynak sunuyor hem de alanında önemli bir boşluğu dolduruyor.
“… Demek ki kurşundan mamul bir akuadük yapılmalıdır, yeter ki su kaynağı ile şehir arasında yeterli meyil olsun ve [yol üstünde] su akımına engel olacak yükseklikte tepeler bulunmasın. Düşük seviyelerde [vadinin] kanallar içinde su akımına izin verecek şekilde veya çok uzun olmaması şartıyla [tepeleri] dolanarak geçecek bir suyolu yapılması gerekir. Vadilerin geniş olması halinde su, [vadinin] aşağı seviyesinde mümkün olan en uzun mesafede belirli bir eğimde taşınmalıdır ki bu, Greklerin ‘koilia’ dedikleri 'karın' kısmıdır. Bu şekilde, karşı dağın dibine kadar gelen su, karın üzerinden [kemer köprü üzerinde su taşıyan boru hattı] gelerek biriktirdiği şişmesi [basıncı] ile yokuş yukarı doğru çıkar.”
"Vadilerde karın bölümüne [kemer köprüye] yer verilmeyip su sert açılı dirseklerle yönlendirilmiş olsaydı, su borularını ek yerlerinden patlatacak olurdu. Karın bölümü üstünde hava tahliye boruları [columnaria] yapılır ki bu tedbir boru içinde sıkışmış olabilecek havayı tahliye eder. Bu kurallara uyulduğunda ve kaynak ile şehir arasında eğimin yeterli olması durumunda, suyu kurşun boruların içinden getirecek olanlar [mühendisler] suyolu ve eğimlerine, dağdan aşağı doğru, yatayda venter boyunca, gerektiğinde tepeleri dolanarak sonra yukarı doğru ve hava basıncını da kontrol ederek, kaynaktan şehre kadar mükemmel bir şekilde yön verebileceklerdir...”
Vitruvius, De Architectura, Kitap VII § 5-6, MÖ 40 civarı
... Giriş vanasının ön tarafında su yüksekliği 91 cm olmalı iken açıklığın tüm yüksekliği sadece 1,10 m olup castellum içindeki su seviyesinde değişiklik yapmak için vanaya sadece 20 cm hareket payı kalır. Castellum tasarımına bütünüyle bakıldığında, su seviyeleri arasındaki ilişkiler, castellum’a giren su hacmi veya castellum’dan dağıtıma giden su hacmi gibi hususların acilen etüt edilmesi ihtiyacı vardır.”
Trevor Hodge, Roman Aqueducts & Water Supply, 1986 (Nîmes Castellum’u hakkında)
Vitruvius’tan günümüze kadar gelen inşaat uygulama kılavuzlarının yorumlanarak açıklığa kavuşturulması, Nîmes kentinin su tevzi düzeneği castellum divisorium’un hidrolik hesap sırrının çözülmesi için bilim insanı Trevor Hodge’un yaptığı çağrı, Roma kadastroculuğunun akıl almaz hassasiyetteki örnekleri, uzay tekniklerinin arkeolojiye katkısı...
Bu konulardan büyülenerek yola çıkan Murat Baykent, Antik Roma’da Mühendislik kitabında, antik çağ mühendisliği sırlarına bugünkü bilgilerle ışık tutmaya çalışıyor.
Bu çalışma, hem akademisyen, öğrenci ve araştırmacılara zengin bir kaynak sunuyor hem de alanında önemli bir boşluğu dolduruyor.