Acı kemirse de yüzümüzü, cesaret gülmek ister. Bencil, egoist ve korkaklar; pozcu, sinsi ve istifçiler; güç iştahı, başarı “sanat” ı ve cellat yargılarla, aşka kıyısı olmayan mülkün bekçileri olmakla lanetlenmiştir…
Pozzi ’nin lirik dünyası, sözcüklerinde zonklayan dağlar ve gökyüzü, kendi ritimleriyle yaprakları hışırdatan rüzgârın senfonisi eşliğinde çalkalanan ruhunun kırılganlığını şiire bulamıştır. Şiirinde salgıladığı dünya onun sakınmaktadır. Var olmayan bir dünyanın şarkılarını söyleyen bir tasarımla, içe dönük, yarı geçirgen bir uzamda peydahladığı her dizesinde görünür olan heves ve yarayı mümkün kılan bir saydamlıktır şiirleri.
Şiire güvenen Pozzi, Sen benim derin sesimsin” mısrasından da duyulacağı gibi, ruhun şiirini yazmıştır. Sanat ve yaşam arasındaki içsel çatışmayı keşfeden Pozzi’nin bu keşfinin salgıladığı acı sıçramıştır sözcüklerine.
Acı kemirse de yüzümüzü, cesaret gülmek ister. Bencil, egoist ve korkaklar; pozcu, sinsi ve istifçiler; güç iştahı, başarı “sanat” ı ve cellat yargılarla, aşka kıyısı olmayan mülkün bekçileri olmakla lanetlenmiştir…
Pozzi ’nin lirik dünyası, sözcüklerinde zonklayan dağlar ve gökyüzü, kendi ritimleriyle yaprakları hışırdatan rüzgârın senfonisi eşliğinde çalkalanan ruhunun kırılganlığını şiire bulamıştır. Şiirinde salgıladığı dünya onun sakınmaktadır. Var olmayan bir dünyanın şarkılarını söyleyen bir tasarımla, içe dönük, yarı geçirgen bir uzamda peydahladığı her dizesinde görünür olan heves ve yarayı mümkün kılan bir saydamlıktır şiirleri.
Şiire güvenen Pozzi, Sen benim derin sesimsin” mısrasından da duyulacağı gibi, ruhun şiirini yazmıştır. Sanat ve yaşam arasındaki içsel çatışmayı keşfeden Pozzi’nin bu keşfinin salgıladığı acı sıçramıştır sözcüklerine.