Sokrat; M.Ö 399 Yılı ilkbaharında gençler arasında karışıklık çıkarmak ve onların akıllarını karıştırmak ithamıyla 501 kişinin katıldığı bir mahkemede idamla yargılandı.
Kendisini mabutlara inanan ve “Ben bu adamdan hikmetliyim, çünkü hiçbirimiz güzel ve iyi bir şey bilmiyoruz. Fakat bu adam bir şey bilmezken kendini bir şey biliyor sanıyor. Ama ben bir şey bilmediğim gibi, bir şey bilirim sanmıyorum. Demek oluyor ki hiç olmazsa şu ufak noktada bile ben bu adamdan daha hikmetliyim, bilmediğim şeyi bilirim zannetmiyorum.” diyerek savundu.
Çok inandığı mabutlara, inanmadığını söyleyenler karşısında otuz oy farkıyla çıkmış olduğu mahkemeyi kaybetti.
“Şimdi gidecek vakit geldi. Ben ölmeye, siz yaşamaya gidiyorsunuz; fakat hangimiz daha iyi nasibe gidiyoruz, bunu ancak Allah bilir.” sözleri savunmasının ve onun son sözleriydi.
Bu kitapta inanmış bir adamın, tüm içtenliği ile yapmış olduğu savunmasını okuyacaksınız ve her cümlesinde büyük bir keyif alacaksınız…
Sokrat; M.Ö 399 Yılı ilkbaharında gençler arasında karışıklık çıkarmak ve onların akıllarını karıştırmak ithamıyla 501 kişinin katıldığı bir mahkemede idamla yargılandı.
Kendisini mabutlara inanan ve “Ben bu adamdan hikmetliyim, çünkü hiçbirimiz güzel ve iyi bir şey bilmiyoruz. Fakat bu adam bir şey bilmezken kendini bir şey biliyor sanıyor. Ama ben bir şey bilmediğim gibi, bir şey bilirim sanmıyorum. Demek oluyor ki hiç olmazsa şu ufak noktada bile ben bu adamdan daha hikmetliyim, bilmediğim şeyi bilirim zannetmiyorum.” diyerek savundu.
Çok inandığı mabutlara, inanmadığını söyleyenler karşısında otuz oy farkıyla çıkmış olduğu mahkemeyi kaybetti.
“Şimdi gidecek vakit geldi. Ben ölmeye, siz yaşamaya gidiyorsunuz; fakat hangimiz daha iyi nasibe gidiyoruz, bunu ancak Allah bilir.” sözleri savunmasının ve onun son sözleriydi.
Bu kitapta inanmış bir adamın, tüm içtenliği ile yapmış olduğu savunmasını okuyacaksınız ve her cümlesinde büyük bir keyif alacaksınız…