Arabuluculuk, kökleri insanlığın ilk çağlarına dayanmakla birlikte yakın geçmişe dek insanlar arasında gayri resmi bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak uygulanmıştır. Mahkeme yargısının hakim eliyle uyuşmazlıkları çözüme kavuşturmakla birlikte taraflar arasındaki duygusal çekişme ve husumeti tamamen sona erdirememesi, yakın geçmişten başlayarak tüm dünyada arabuluculuğun yasal temellere oturtulmasını ve devletler tarafından desteklenerek uygulanmaya başlamasını sağlamıştır. Ülkemiz de dünyadaki bu gelişmeye ayak uydurmuş ve halk arasında yüzyıllardır sözlü olarak yapılan arabuluculuğu yasal temellere oturtarak devlet desteği ve katkısıyla yaygınlaştırma yönünde çaba sarf etmiş ve etmektedir.
Arabuluculuk süreci iradi ve görüşmelere katılma, karar verme gibi birçok hususta arabulucunun müdahalesini içermeyen bir süreçtir. Sürecin adı arabuluculuk, sürecin süjelerinden birinin de arabulucu olması nedeniyle literatürde arabuluculuk süreci çoğunlukla “arabulucu” süjesi üzerinden işlenmekte ve irdelenmektedir. Bununla birlikte sürecin başlamasını ve görüşmelere aktif katılım sağlayarak devamını, yürütülmesini sağlayan ve nihayette uyuşmazlık ve sürecin akıbeti hakkında bir karara varanlar, uyuşmazlığın taraflarıdır. Uyuşmazlığın taraflarının sürece, süreç hakkında bilgi sahibi olarak, tarafların uyuşmazlıktaki konum ve durumlarını bilerek, gerektiğinde hukuki yardım alarak katılması, arabuluculuğun gelişimini, doğru uygulanmasını ve yaygınlaşmasını sağlayacak en önemli etkenlerdendir.
Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Anabilim Dalı Medeni Usul ve İcra İflas Hukuku bilim dalında yüksek lisans tezi olarak kabul edilen bu çalışmada, arabuluculuk kurumu, “taraf” ve özellikle “taraf vekili” süjesi yönünden incelenmiştir. Çalışmanın amacı, arabuluculuk kurumuna “taraf” ve “taraf vekili” perspektifinden bakmak, uyuşmazlık taraflarının süreçte arz ettiği önemi belirginleştirmek ve avukatlığın arabuluculuk sürecindeki yeri ile sürece entegrasyonunu, özellikle uyuşmazlığın taraflarının bu denli ciddi biçimde hakim olarak sonucunu belirledikleri arabuluculuk sürecinde bir avukatın hukuki yardımından faydalanmalarının ihtiva ettiği önemi göstermektir. Arabuluculuğun uyuşmazlık taraflarına sağladığı “kendi kararını verebilme” imkanı, tarafların dava sürecindekinden çok daha fazla hukuki yardıma ihtiyaç duyduklarının belirgin bir göstergesidir. Çalışmada avukatların ve avukatlar tarafından verilecek hukuki yardımın, sürecin tüm süjelerine, sürece ve arabuluculuğun yaygınlaşmasına sağlayacağı katkılar da dolaylı yoldan gösterilmiştir.
Arabuluculuk, kökleri insanlığın ilk çağlarına dayanmakla birlikte yakın geçmişe dek insanlar arasında gayri resmi bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak uygulanmıştır. Mahkeme yargısının hakim eliyle uyuşmazlıkları çözüme kavuşturmakla birlikte taraflar arasındaki duygusal çekişme ve husumeti tamamen sona erdirememesi, yakın geçmişten başlayarak tüm dünyada arabuluculuğun yasal temellere oturtulmasını ve devletler tarafından desteklenerek uygulanmaya başlamasını sağlamıştır. Ülkemiz de dünyadaki bu gelişmeye ayak uydurmuş ve halk arasında yüzyıllardır sözlü olarak yapılan arabuluculuğu yasal temellere oturtarak devlet desteği ve katkısıyla yaygınlaştırma yönünde çaba sarf etmiş ve etmektedir.
Arabuluculuk süreci iradi ve görüşmelere katılma, karar verme gibi birçok hususta arabulucunun müdahalesini içermeyen bir süreçtir. Sürecin adı arabuluculuk, sürecin süjelerinden birinin de arabulucu olması nedeniyle literatürde arabuluculuk süreci çoğunlukla “arabulucu” süjesi üzerinden işlenmekte ve irdelenmektedir. Bununla birlikte sürecin başlamasını ve görüşmelere aktif katılım sağlayarak devamını, yürütülmesini sağlayan ve nihayette uyuşmazlık ve sürecin akıbeti hakkında bir karara varanlar, uyuşmazlığın taraflarıdır. Uyuşmazlığın taraflarının sürece, süreç hakkında bilgi sahibi olarak, tarafların uyuşmazlıktaki konum ve durumlarını bilerek, gerektiğinde hukuki yardım alarak katılması, arabuluculuğun gelişimini, doğru uygulanmasını ve yaygınlaşmasını sağlayacak en önemli etkenlerdendir.
Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Anabilim Dalı Medeni Usul ve İcra İflas Hukuku bilim dalında yüksek lisans tezi olarak kabul edilen bu çalışmada, arabuluculuk kurumu, “taraf” ve özellikle “taraf vekili” süjesi yönünden incelenmiştir. Çalışmanın amacı, arabuluculuk kurumuna “taraf” ve “taraf vekili” perspektifinden bakmak, uyuşmazlık taraflarının süreçte arz ettiği önemi belirginleştirmek ve avukatlığın arabuluculuk sürecindeki yeri ile sürece entegrasyonunu, özellikle uyuşmazlığın taraflarının bu denli ciddi biçimde hakim olarak sonucunu belirledikleri arabuluculuk sürecinde bir avukatın hukuki yardımından faydalanmalarının ihtiva ettiği önemi göstermektir. Arabuluculuğun uyuşmazlık taraflarına sağladığı “kendi kararını verebilme” imkanı, tarafların dava sürecindekinden çok daha fazla hukuki yardıma ihtiyaç duyduklarının belirgin bir göstergesidir. Çalışmada avukatların ve avukatlar tarafından verilecek hukuki yardımın, sürecin tüm süjelerine, sürece ve arabuluculuğun yaygınlaşmasına sağlayacağı katkılar da dolaylı yoldan gösterilmiştir.