Bir bakıma kalbin aynası olan şiir, sadırdan satıra dökülen manzumenin adıdır. O, özellikle İslâm öncesi Arap toplumunda hayatın en güçlü yansıtıcısıdır. İnsanlara yol göstermek için indirilen Kur'an, şiir ve edebiyata da önemli ölçüde tesir etmiş; onu tebliğ eden Hz. Peygamber (s.a.v.) de hem şiiri ve şairleri bir güç olarak kullanmış hem de bizzat medih şiirlerinin en temel öznesi olmuştur. Hz. Peygamber'e olan samimi duyguları ifade etmenin en güzel şekillerinden biri de bedî‘iyyelerdir.
İslâm dünyasında sayıları yüzü bulan bedî‘iyyelerden biri de İslâmî ilimlerin hemen her alanında kaleme aldığı başucu eserleriyle XV. ve XVI. asırlara damga vurmuş isimden biri olan Celaleddîn es-Suyûtî'ye aittir. O, asılları kaybolmuş birçok kitaptan yaptığı alıntılar ve ihtisar çalışmalarının yanı sıra yarım kalmış bazı eserleri de tamamlayarak onların günümüze ulaşmasını sağlayan ilim ve telif aşığı bir müelliftir. Arap edebiyatının hemen her dalındaki eserlerinin yanı sıra nazmettiği bedî‘iyyesi ile de el-Bûsîrî ve İbn Hicce'ye nazirede bulunarak bu alana özgün katkılar yapmıştır.
Bu çalışmada peygamber sevgisinin en güzel tezahürlerinden biri olan bedî‘iyye geleneğinin Arap edebiyatındaki yeri ortaya konmuş; Suyûtî'nin bedî‘iyye tarzında kaleme aldığı kasidesi ve onun şerhinden oluşan Naẓmu'l-Bedî‘ adlı eseri tahlil edilmiştir. Bu arada Suyûtî'nin ilmi hayatına yönelik tespit ve değerlendirmelere de yer verilmiştir.
Bir bakıma kalbin aynası olan şiir, sadırdan satıra dökülen manzumenin adıdır. O, özellikle İslâm öncesi Arap toplumunda hayatın en güçlü yansıtıcısıdır. İnsanlara yol göstermek için indirilen Kur'an, şiir ve edebiyata da önemli ölçüde tesir etmiş; onu tebliğ eden Hz. Peygamber (s.a.v.) de hem şiiri ve şairleri bir güç olarak kullanmış hem de bizzat medih şiirlerinin en temel öznesi olmuştur. Hz. Peygamber'e olan samimi duyguları ifade etmenin en güzel şekillerinden biri de bedî‘iyyelerdir.
İslâm dünyasında sayıları yüzü bulan bedî‘iyyelerden biri de İslâmî ilimlerin hemen her alanında kaleme aldığı başucu eserleriyle XV. ve XVI. asırlara damga vurmuş isimden biri olan Celaleddîn es-Suyûtî'ye aittir. O, asılları kaybolmuş birçok kitaptan yaptığı alıntılar ve ihtisar çalışmalarının yanı sıra yarım kalmış bazı eserleri de tamamlayarak onların günümüze ulaşmasını sağlayan ilim ve telif aşığı bir müelliftir. Arap edebiyatının hemen her dalındaki eserlerinin yanı sıra nazmettiği bedî‘iyyesi ile de el-Bûsîrî ve İbn Hicce'ye nazirede bulunarak bu alana özgün katkılar yapmıştır.
Bu çalışmada peygamber sevgisinin en güzel tezahürlerinden biri olan bedî‘iyye geleneğinin Arap edebiyatındaki yeri ortaya konmuş; Suyûtî'nin bedî‘iyye tarzında kaleme aldığı kasidesi ve onun şerhinden oluşan Naẓmu'l-Bedî‘ adlı eseri tahlil edilmiştir. Bu arada Suyûtî'nin ilmi hayatına yönelik tespit ve değerlendirmelere de yer verilmiştir.