Bu kitap devrimcilerle ülkücülerin omuz omuza futbol oynadığı günleri, ağaca çıkan balıkları ve futbolcu olma hayalleri suya düşen çocukları anlatıyor. Bu öyküler; okuru, Fikret Muallâ'dan Escobar'a, Lefter'den Cemal Süreya'ya, Maradona'dan Proust'a birbirinden çok başka insanların yanına götürüyor. Tarihe, siyasete, sanata, futbolla dirsek temasında bulanan her şeye yani hayata dokunuyor Kaan Koç.
Arka Direkte Yalnız'la futbola şair eli değiyor.
“Gençlik dikenlidir, bunu hayatta kalan herkes bilir. Kiminin gençliği doksan yıl sürer kiminin sadece beş yıl. Süresi ne olursa olsun, gençlik dikenlidir, bunu onu yitirmeye yaklaşmış ya da tastamam ellerinden kaçırmış herkes bilir. Çünkü gençlik yarına bakmaz ve hâl böyle olunca da hem geleceğin getireceği güzellikleri bilemez hem de başına gelecek tersliklere karşı pek bir önlem alamaz. O dikenlerin, ters dönmüş bir krampon gibi sizi kesip kesmeyeceği ise biraz yazgınıza bağlıdır.”
Bu kitap devrimcilerle ülkücülerin omuz omuza futbol oynadığı günleri, ağaca çıkan balıkları ve futbolcu olma hayalleri suya düşen çocukları anlatıyor. Bu öyküler; okuru, Fikret Muallâ'dan Escobar'a, Lefter'den Cemal Süreya'ya, Maradona'dan Proust'a birbirinden çok başka insanların yanına götürüyor. Tarihe, siyasete, sanata, futbolla dirsek temasında bulanan her şeye yani hayata dokunuyor Kaan Koç.
Arka Direkte Yalnız'la futbola şair eli değiyor.
“Gençlik dikenlidir, bunu hayatta kalan herkes bilir. Kiminin gençliği doksan yıl sürer kiminin sadece beş yıl. Süresi ne olursa olsun, gençlik dikenlidir, bunu onu yitirmeye yaklaşmış ya da tastamam ellerinden kaçırmış herkes bilir. Çünkü gençlik yarına bakmaz ve hâl böyle olunca da hem geleceğin getireceği güzellikleri bilemez hem de başına gelecek tersliklere karşı pek bir önlem alamaz. O dikenlerin, ters dönmüş bir krampon gibi sizi kesip kesmeyeceği ise biraz yazgınıza bağlıdır.”