Arnavutluk Deneyi toplamda yedi bölümü içeriyor gözükse de, temel olarak iki bölümden oluşuyor. İlk bölüm, dünyayı anlama ve dönüştürme pratiklerinde sık kullanılan ancak teorisi ve hareket biçimleri genellikle görmezden gelinen emperyalizm, yani tekelci kapitalizm mefhumunu ana hatları ve tarihsel seyri içinde irdeliyor. Sonrasında iki ayrı çalışma ile ilk kısımdaki yerleşik söylemin çeşitli açılardan eleştirisi yapılıyor ve yeni bir senteze doğru kapı aralanıyor.
İkinci temel bölüm ise dördüncü kısımla birlikte başlıyor. İlk bölümdeki tarihsel bağlam ve sentezin potansiyel perspektifleri ile araştırma nesnemize adım adım giriş yapıyoruz. Emperyalizm çağında teorinin temel ilkelerinden taviz vermeden, pratiğin ortaya çıkarttığı her açmazda öncelikle teoriye dönen ve teorinin saflığını korumaya çalışan bir sosyalist toplum deneyini gündeme getiriyoruz.
Biraz görmezden gelinmiş ve yeterince ilgi gösterilmemiş, büyük oranda da çarpıtılmış sosyalist bir toplum projesini tarihsel bağlamı, kişisel gözlemler, önemli röportajlar, politik ve iktisadi süreçleri ile mümkün olduğunca detaylı bir şekilde ele almaya çalışıyoruz.
Arnavutluk Deneyi ileyazar Ursula K. Le Guin’in kurgusalAnarres gezegeninden belki çok daha elverişsiz koşullarda ütopyayı dünyalılaştıran bir pratiğe doğru tarihsel bir yolculuğa çıkacağız.
Büyük bir kuşatılmışlık içinde geçen yaklaşık 45 yılda, benzer koşullara sahip bir başka toplumsal formasyonun gerçekleştiremeyeceği ürünler ortaya çıkartmış, bağımsızlığı ve emekçi sınıfların sınıfsız toplum arzusunu her somut koşulda şiar edenmiş inatçı insanların devrim ülkesine gidiyoruz.
Arnavutluk Deneyi toplamda yedi bölümü içeriyor gözükse de, temel olarak iki bölümden oluşuyor. İlk bölüm, dünyayı anlama ve dönüştürme pratiklerinde sık kullanılan ancak teorisi ve hareket biçimleri genellikle görmezden gelinen emperyalizm, yani tekelci kapitalizm mefhumunu ana hatları ve tarihsel seyri içinde irdeliyor. Sonrasında iki ayrı çalışma ile ilk kısımdaki yerleşik söylemin çeşitli açılardan eleştirisi yapılıyor ve yeni bir senteze doğru kapı aralanıyor.
İkinci temel bölüm ise dördüncü kısımla birlikte başlıyor. İlk bölümdeki tarihsel bağlam ve sentezin potansiyel perspektifleri ile araştırma nesnemize adım adım giriş yapıyoruz. Emperyalizm çağında teorinin temel ilkelerinden taviz vermeden, pratiğin ortaya çıkarttığı her açmazda öncelikle teoriye dönen ve teorinin saflığını korumaya çalışan bir sosyalist toplum deneyini gündeme getiriyoruz.
Biraz görmezden gelinmiş ve yeterince ilgi gösterilmemiş, büyük oranda da çarpıtılmış sosyalist bir toplum projesini tarihsel bağlamı, kişisel gözlemler, önemli röportajlar, politik ve iktisadi süreçleri ile mümkün olduğunca detaylı bir şekilde ele almaya çalışıyoruz.
Arnavutluk Deneyi ileyazar Ursula K. Le Guin’in kurgusalAnarres gezegeninden belki çok daha elverişsiz koşullarda ütopyayı dünyalılaştıran bir pratiğe doğru tarihsel bir yolculuğa çıkacağız.
Büyük bir kuşatılmışlık içinde geçen yaklaşık 45 yılda, benzer koşullara sahip bir başka toplumsal formasyonun gerçekleştiremeyeceği ürünler ortaya çıkartmış, bağımsızlığı ve emekçi sınıfların sınıfsız toplum arzusunu her somut koşulda şiar edenmiş inatçı insanların devrim ülkesine gidiyoruz.